İçimde bir sızı, kasıp kavuruyor her yanımı,
Aaah o ses, o içli ve hazin ses! ...
Alıp götürüyor ruhumun derinliklerine,
Dans edercesine adeta...
O nefesi vermek istiyorum,
Mavide hüzün,
Gride renk var.
Siyahta elem,
Beyazda renk var.
Sarıda sevda,
Hani fırtınadan sonra her taraf gri olur ya,
Sanki her yer bir olmuştur, birleşivermiştir,
Herşey bir, herşey gri.
Gökyüzü gri, toprak gri.
İşte öylesine bir griliktir hüzün.
Öylesine...
Yalnızlığımın hapishanesinde
Otuz sekiz yıl geçti
Dört duvar arasında.
Dört duvar arasında
Sadece bir pencere ve
Demir parmaklıklar.
Mum ışıdığında,
Gözlerde kor
Dillerde nağme
Şarkılar kuş dillerde.
Mumun ışığında
Hani bardaktan boşanırcasına yağmur yağar ya,
Hani birdenbire bir bora patlar ya,
Hani,
Hani güneş yakarcasına parlar ya,
Benimki de öylesine apansız.
Keşke yazabilsem birşeyler sana,
Ya da çizebilsem düşündüklerimi.
Biraz daha zor belki benim tarzım,
Biraz daha karmaşıkta olabilir aslında.
Bir kızıl gecede sevdim seni.
Buğulu gözlerinde gördüm o kızıllığı.
Mahmur bakışlarında yakaladım hissettiklerini.
Bir kızıl gecede,
Işıl ışıldı gözlerinde sevgi.
Burnum çınlıyordu
Esrik misklerde.
Yuvalanmalar yürekte
Bir kokuya esrik.
Bir şiir iklimindedir ruhum;
dilimde keman elimde nağmeler...
Ruh divane,
Gönül bir esintiye kapılmış bigane...
Kah avare kah yegane;
Bu iklim gönlümü etmiş tayyare!




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!