Günlerce, aylarca, yıllarca sürer
Bizim palyaçonun traji-komik hikayesi.
Güldürürken ağlamayı,
Ağlatırken güldürmeyi,
Gülmekten ağlatmayı
En iyi o bilir.
Ölürsem;
Kocaman bir çam ormanının,
Tam ortasına gömün beni.
Sakın ha, gözlerimi kapatmayın;
Hasretle acıyan gözlerimi.
Kar yağıyordu denizlere,
Sen vardın kürek yerine avuçlarımda.
Yosun kokuyordu, tuz kokuyordu sular
Teknemde bir ağ uskumru
Ve geceler vardı.
Geceler sensiz...
Bugün gülü kokladım, güzel.
Yapraklarına dokundum.
Tomurcuğunda seni gördüm, güzel.
Dikenleri elime battı.
Kokusu kulağının arkasındaki koku,
Gün yüzüme döndü erken
Sen gecede kaldın
Mavim grilerde.
Gün yüzüne döndüm
Bugün gecende kal
Ben benim.
Ama ben bana sahip değilim.
O halde yeni başlıyoruz!
Ben bendeyim.
Ama ben bana göre değilim.
Güneşini, ağacının yapraklarına yaz,
Yaz ki kaynaşmış güzelliklerini doya doya koklayabileyim.
Mutluluğunu, sesinin tellerine yaz,
Yaz ki birlikteliklerini doya doya duyabileyim.
Geceye durdu sabah
Toprak dinlemede
Sessizliği.
Başağa durdu ekin
Rüzgâr esnemede
Yine yalnızlığımı söylüyor rüzgar,
Kulaklarıma fısıldıyor bağıra bağıra,
Yüzüme tokatlar atıyor;
Yine yalnızlığımı söylüyor rüzgar.
Şiirlerime gömdüğüm aşkım,
Nasılda büyümüş kalbindeki yara,
Nasırlaşmış...
Nasılda küçücüktü çocukluğunda oysa,
Büyümüş...
Kanatırlardı kalbindeki o küçücük yarayı
Babası hiç yanında olmayan küçük kızın.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!