Canımın çektiği;
Çekirdeği...
Sen, ne dersen de!
Çarpık,
Titrek bir adamım işte,
Gözlerinin içinde...
Sordu, nasılsın??
Fiziken; iyi, ruhen; "kül eviydi"...
İç çekti,
Derin bir son nefes daha çekti; içine...
Tütün sarılır ya hani...
Parmakları sararmıştı tütünden
Biliyorum;
Bu totem böylece devam edecek...
Çünkü,
Hatırlandıkça güzelleşecek anılar biriktiriyorum...
Zırdeli bir nöbetteyim;
Yıldızları bekliyorum...
Senin bu yaptığına;
'Kalp hançerleyip, kalem kırmak' denir.
Ki
son yüzyılın bu tragedyası da
ancak bu kadar zalim
ve de gaddarca yazılabilir!..
bu biraz da,
susamak gibidir,
sonrasında,
musluktan kana kana su içmek gibi...
bu biraz da,
sevmek gibidir,
uzak dur!
işim olmaz bundan sonra;
kendimde ve kendimleyim...
uzak dur!
bana bırak nağmeleri;
kime ne diyeceğimi ben iyi bilirim...
Âcizane şairse;
"Neyse, peki, eyvallah"...
En iyi ve tek kaçış noktası;...
Kabullenme...
..........
Ego;
Üç cevapsız çağrı üzerine,
Üç vakte kadar
Üç soru,
Üçü birden yöneltildiğinde,
Üç tutam,
Üç yapraklı yonca göndermeli...
Uçurtmalar bir gelin edasıyla;
Süzülürken özgür gökyüzünün maviliğinden akşamın kızıllığına...
Yeryüzünde;
Kurumuş-sararmış bahardan kalma tüm yapraklar,
Kıvılcım bulma hevesi ile cigara ateşini beklerken,
Duyulan randevulaşma fısıltıları...
Yalnız o yıldız uyumuyordu,
Söndürüldüğünden ışıklar...
Ay uykusuzdu,
Üzerini örttü bulutlar...
Gece serindi, karanlık
Güneş nöbette, aydınlık!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!