Duydum ki unutmuşsun artık beni ey sevgili
Başka birine varmışsın mutlumusun bari
Çocuklarından birine ismimi vermişsin
Uzun saçlı resmimi hala koynunda saklarmışsın
Duydum ki; unutmak istemişsin tüm hatıraları
Yakmak istemişsin tüm resimleri,
Dünyada bir candan seven görmedim
Ne sevgide bir vefa,ne aşkta sefa
Kaderin elinden hep çektim cefa
Dostum deyip vurmayanı görmedim
Ölesiye sevipte güldüreni görmedim
Masama düşen altın sarısı yapraklar
Hayalimde uçuşan anılar göçmen kuşlar misali
Bilmiyorum kaç mevsim girdi aramıza
Ama sen öylesine işlemişsinki ruhuma
Beklemek ve ümit meşgalem
Sevdan benim en tatlı gıdam
Yorgun gönlümde taşıdım yıllarca özlem bulutlarını
Bekledim yıllar yılı,ha yağdı ha yağacak
Sevi dalgaları dövdü ömrümce gönül kıyılarını
Sabrettim yıllar yılı,ha döndü ha dönecek
Dönersen bir gün bana sevdayla çırp kanatlarını
Dinle sevgili,tan yeri ağarırken doğada neşeyi
Seher yelindeki huzuru, hayat veren canım işveyi
Gönlünde coşup çağlayan, aşk ı muhabbetin coşkun nehri
Bir köy sıcaklığında seversin yaşadığın güzel şehri
Bahar doğanın,gençlikse insanın dayanılmaz coşkusu
Fakirlik Övüncümdür..Hadisi şerif
İki türlü fakirlik vardır.Birincisi her kesin bildiği dilenme halidir ki bu övülecek tarafı olmayan maddi bir yoksulluk halidir.Bu nedenle dinimizde zenginlik fakirliğe üstün tutulmuştur.Zengin insan,şayet çevresiyle paylaşıyorsa bu makbul bir zenginliktir aksi taktirde hesabı çok ağır olur ahret aleminde.
Fakirlik iki cihanda yüz karasıdır hadisi bu sözümüzü destekler.
İkinci tür fakirlik ise bu hadiste konu edilen ve kast edilen fakirlik halidir ki;
Burada anlatılan fakirlik hali Allahın zatından gayri herşeyi terk edip,tüm ihtiyaçlarını ona arz etmek,fatihada bahsedilen yalnız ona sığınmak ancak ondan yardım bekleme halidir.Bu hale erişen kişi Allahın zatında kendi zatını yok etmiş,sonradan yaratılmış her şeyden elini umudunu çekmiş kişidir.
'Ben semaya arza yani yere göğe sığmam ancak mümin kulumun kalbine sığarım' hadisi kutsisinde bahsedilen manaya ermiş kişi gerçek fakr haline erişmiş kimselerdir.
Aşk-ı dilberden cüda sanma bedende can yatur
Gaafil olma herkesin gönlünde bir aslan yatur
Lebibi
Kainatta var olan her şey aşk ile yanar,aşk ile döner.Aşk,kainatın özü,mayası cevheridir.Aşksız bir zerre dahi yoktur kainatta.Bu anlayış altında yukarıdaki dizeleri yorumlarsak;
Aşkı,güzelden uzak,ayrı sanma; bedende can oldukça,mecazi de olsa herkeste aşk vardır.Aşksız,hiçbir nesne hiçbir canlı yoktur kainatta,aşksız dönmez bu devran.Aşk,adeta sonsuz denilen bu alemlerin mayası,hamuru ve özüdür.”Bu hakikatten gafil olma,herkesin,her yiğidin gönlünde bi
aslan yatar.”diyor Lebibi.Bi sonsuz ebedi ve sermedi Allah’ın varlığı ve birliğini anlatır tasavvufta.Her yiğidin gönlünde bir sevgilinin hayali,özlemi sevdası yatar.Kimi,kara gözlü,kara perçemli bir güzele vurulmuş,kimi de Alemlerin Rabbi alan ve bütün güzelleri ve güzellikleri yaratan tek olan
Bir hatıra bırakmadan
Gözyaşımı silmeden
Hatır gönül dinlemeden
Gitme sevgilim,Allah aşkına
Bir elveda etmeden, hoşçakal demeden
Gülmedi şu bahtım gülmedi yüzüm
Hakka aşıktır gönülden can özüm
Esirgemem söylerim haktır sözüm
Gül yüzlüm bir gün yüzüme gülmezmi
Yaşamaya gücüm kalmamıştı inan
Yalnızlık ve kimsesizlikten bunalan
Yorulmuştu enikonu yüreğim sevdadan
Küçük bir umudum olsa diyordum,hayattan
Küçük bir sebebim olsa her gün uyanmadan
Bir mucize olsa...bir mucize verse yaradan




-
Nerman Karakoç
-
Meltem Ege
-
Derviş Ozan
Tüm YorumlarKaleminiz daim olsun... saygılar
ne kadar farklı bir çalışmaydı usta..ilgiyle okudum..emeğinize sağlık....
Haftanın şairi Nihat Gülle'yi yürekten kutluyorum
başarılı bir şair.
yolu açık olsun
şiir kitabı da hayırlı olsun
not: Şiir adına isminizi eklemeyin efendim.zaten şiir sizin. adınız da var. fazlalık oluyor