Nihat Gülle Şiirleri - Şair Nihat Gülle

Bir yolcuydum gönül yollarında biteviye durgun
Hem sarp kayalık hem dik bir yokuşta yorgun
Hep sana geliyordum,gözleri nemli bağrı yanık
Sana olan sevdama Rabbim de tanık
Bir geçit bulabilmek umuduyla gönül yolunda
Tükettim arzuları bir bir senin uğrunda

Bana bir gül verin, aşk-ı muhabbet bahçenizden
Sonsuzluk şarabını bir dikişte içmeliyim dost elinden
Bir koku getirin bana yedi iklim ötelerden
Ölümsüz sevgilinin sesi gelsin tüm hücrelerimden

Bana bir kaynak suyu gösterin ötelerden

Hepmi güzel şu İzmirin kızları
Mavi yeşil, kara kara gözleri
Canım,gülüm,aşkım bütün sözleri
Gözüm sende kaldı güzel İzmirlim

Hepmi sıcak şu İzmirin kızları

.
Hakikatte ki Hacca gelince ilk hazırlık telkin sahibi bir mürşidi kamile varmak,ondan ilahi emanetleri almaktır.Gönlü kabe Allahu tealanın nazargahı olan bir mürşide tam manasıyla intisabtır.
Beytimi ziyaretçiler için temizleyiniz. Hacc 26
Burada zikredilen temiz kabe Allahu tealanın nazargahı yani gönül evidir.
Bundan sonra kendisine verilen kutsi ruhun nuru ile ihrama girilir.Kalp (gönül) kabesine girilir,beyt tavaf edilir.Bu beyt bizzat Allah tarafından tezkiye edilmiştir.
Onu tezkiye ettiğimde ruhumdan ruh üfledim.

Gururumla oynama
Onurumu sakın yıkma
Seni seven aşığınım
Senin hiç insafın yokmu

Seven kalbimi kırma

Yeni bir ümit canların insanlarda
Ufukta solarken yılın son güneşi
Atinin bilinmez esrarı sarar kalpleri
Sarmaşık çiçeklerince uzanır aşk gülleri
Beyhude arama gelmez o güzelim günleri
Mazi olur gider,yitirirsin en içli hatıraları

Ne zaman çözülecek Rabbim bu aşkın sırrı
Hiç bitmiyor cefası, gözyaşı hatırası
Yürekte kapanmıyor aşkın derin yarası
Yokmu bu pahasız inciden, alan birisi?

Bir meçhuller alemi bu alemin ötesi

Zekatın Hakikati:
Şeriata göre zekat; dünya kazancından,belli bir dünyalığa sahip olduktan sonra,muayyen bir kısmını,her yıl ihtiyaç sahiplerine dağıtmaktır.
Hakikatta zekata gelince; O da ahirete ait kazançtan verilir.Ahiret fakirlerine ve sevaba muhtaç olanlara dağıtılır.
Zekat aynı zamanda sadaka demektir.Sadaka fakirlerin hakkıdır.İşte büyük zatlar Hak ve hakikat ehli yaptıkları iyiliklerin sevebını ümmetin asi günahkar kullarına bağışlar.Allah ise onların haccı,orucu,namazı,sadakası,tesbihi namazı kadar gufran sıfatını tecelli ettirir,benliklerini örter.Onların bu cömertlikleri o kadar ileri gider ki hiçbiri için kendine has bir varlık kalmaz.Ne bir sevabı ne de bir iyiliği kalır.Bu yola giren zatın varlığı kalmaz,manevi bir iflas halini yaşar..Çünkü cömerttir,Allah cömert kişiyi,bu iflas halini yaşayanı sever,koruması altına alır.Zira hadisi şerifte şöyle gelmiştir.
-'Müflis iki cihanda Allahın emanetindedir.'
Zekatın bir başka manası da,nefsin temizlenmesidir.Kul; ef'al,sıfat ve zatını yani kendisinin zannettiği benliklerinin bizatihi Hak'kın olduğunu anlayarak,ona verir.Kendisinde varlık adına zerre kalmaz.İşte bu hale eren kişi Allahın emanetindedir.

Sende tattım aşkların en görkemlisini
Dahası gençliğimi buldum deniz gözlerinde
Sonra sevda pınarından içtim duyguların en güzelini
En doyumsuz özlemleri sen tattırdın bana

Sende buldum güzelliğin en can alıcısını

Yardan ayrı gönül mülkü durur sultanı yok
Mülk ki sultanı yok cismi durur ki canı yok
Ali Şir NEVAİ
Gönül soyut bir kavramdır,soyut bir kavramla somut olan mülk kelimesi birleştirilerek tecahül-ü arif sanatı yapılmıştır.Gönül mülkü kelimesini Yunus EMRE de şiirlerinde sıkça kullanmıştır.
Gönül bir derya-ummandır kimi kez kimi kez de şarkta ve garpta eşi benzeri varlığı olmayan bir Zümrüd-ü anka,bir Hüma…Kaf dağının ardındaki sevgilisine uçmaktadır gece gündüz.
Bu yolda engel tanımaz,uçsuz bucaksız sonsuz denecek mesafeleri bir kanat çırpışında geçer gider.