içimde bir deli yok içimde deliler koğuşu her telden bir elektrik geçer her telden sigorta kıvılcımıyla havai fişeksi geceyi bayram yeri eyler içimde ne de güsel tımarhaneler dibine kadar deli tıklım tıklım dolu..
deli fişek.. üç noktalar bombardımanda hüznü sözü ve özü yarın yakmış olacağım şu saniye ve bugünü ellerim en keyfinde harfin sözlerim en bulunmazında gezinir dillerin se olacağım sonuna kada kelimr olcağım yazacağım satır satır ardından en çok varken ençok bölünmüş en çok paylaşılmışken çoktan yok olmuş olacağım...
yeter çok sıkıldım artık dürüstsüzlüklerden, sonra iç bayan tekrarlardan ego hummalılardan tariflerden; halbuki tarifi yokken.. kola kutusu şeklinde biçimlendirilmişliklerden
öff sıkılıyorum ne harfler var be lisanını sevdiğimin lisanında ne sesler ama ne kadar da daha çok söyleyememişlikler konuşturamamışlıklar 27 değil 29 harften tek a' lık tepki duyamamışlıklar kelime oluşturamamış cümle olamamış anlatamamışlıklar off ki ne off sıkıntıdan öteye gidemiyorsunuz ki ötesi berisi can sıkıntısı iç bulantısı terk etmek istiyorum hepinizi ne sıradanlıklar var be ifadesini sevdiğimin ifadesinde ne ifadesizlikler var ne kalıplandırılmışlıklar.. karton kutulara ambalajlandırılmışlıklar...
seyreyle alemi gözlerim: kişilerin izdüşümleri... kör müzisyenler dolanıyor fikrimin caddelerinde yalancılar aslında görüyorlar.. yeniyetmesi geliyor kulağında sessiz müziği ve sessiz müziğinden boynuna ulaşan kablolar plastik damarlarından kan akıyor özgür sanıyor kendini ne kadar da çok oysa dayatılar üzerinden yaşadığının ayırdına varamıyor bile elele çiftler geliyor birbilerine benziyorlar kadın erkek seçilmiyor bazen o kadar çok birbirlerine benziyorlar tıpkı giyinmişler ancak 'tıpkı' şeklinde adlandırılabiliyor imgemde giyinidikleri kişilik sanılan esvapları... engelleyemiyorum.. selpakçı çocukları geliyor zihnimin tinerci çocukları.. korkuyorum gelecekten; gelemeyecek diye korkuyorum gençler ah en güzeli gençler karnaval gibiler renge kanıyorum onlarla... kessem bileklerimi renk akacak biliyorum delileri dolaşıyor caddenin üstleri başları ele veriyor onları ziller çalıyor caddelerimde hayır ziller değil kornalar trafikler çalıyor trafikler çalıyor ömrümüzden çok uzun saniyeler zihnimin caddelerinden liseliler fışkırıyor ders bitti herhalde ders bitti hayat başladı gülümsüyor caddelerim o kadar gülmsüyor ki gülümsemekten boğulmak üzere sinirlerinin n' inci cihan harbinde o da tıpkı yeniyetmelerim gibi ayırdında değil.. ... sakit nedir bilmiyorum.. caddelere soruyorum...
içimde bir deli yok
içimde deliler koğuşu
her telden bir elektrik geçer
her telden
sigorta
kıvılcımıyla
havai fişeksi
geceyi
bayram yeri eyler
içimde
ne de güsel tımarhaneler
dibine kadar deli
tıklım tıklım dolu..
deli fişek..
üç noktalar
bombardımanda
hüznü
sözü
ve özü
yarın yakmış olacağım şu saniye ve bugünü
ellerim en keyfinde harfin
sözlerim en bulunmazında gezinir dillerin
se olacağım sonuna kada
kelimr olcağım
yazacağım satır satır
ardından
en çok varken
ençok bölünmüş
en çok paylaşılmışken
çoktan yok olmuş olacağım...
sessiz sakin yerine
sakit sakin
hımm
daha uyumlu oldu
ikiz gibi
ruh farkı var sadece
:P
ismim de ayten diil ki
ama geldiler yine
durup duruken
olmasaydı eklemek isteyeceğim terim
dilimin son günlerdeki pelesengi..
yeter
çok sıkıldım artık
dürüstsüzlüklerden,
sonra iç bayan tekrarlardan
ego hummalılardan
tariflerden; halbuki tarifi yokken..
kola kutusu şeklinde biçimlendirilmişliklerden
hissediyorum
bir gün
çok ani olacak
çok sessiz belki,
belki çok şirretçe...
hissediyorum
olacak
bir gün
üstelik kimsesizce...
öff
sıkılıyorum
ne harfler var be lisanını sevdiğimin lisanında
ne sesler
ama ne kadar da daha çok söyleyememişlikler
konuşturamamışlıklar
27 değil
29 harften tek a' lık tepki duyamamışlıklar
kelime oluşturamamış
cümle olamamış
anlatamamışlıklar
off ki ne off
sıkıntıdan öteye gidemiyorsunuz ki
ötesi berisi can sıkıntısı
iç bulantısı
terk etmek istiyorum hepinizi
ne sıradanlıklar var be ifadesini sevdiğimin ifadesinde
ne ifadesizlikler var
ne kalıplandırılmışlıklar..
karton kutulara ambalajlandırılmışlıklar...
sözüm meclisten içeri
çıkmak istemedi dışarı
seyreyle alemi gözlerim:
kişilerin izdüşümleri...
kör müzisyenler dolanıyor fikrimin caddelerinde
yalancılar
aslında görüyorlar..
yeniyetmesi geliyor kulağında sessiz müziği
ve sessiz müziğinden boynuna ulaşan kablolar
plastik damarlarından kan akıyor
özgür sanıyor kendini ne kadar da çok
oysa dayatılar üzerinden yaşadığının ayırdına varamıyor bile
elele çiftler geliyor
birbilerine benziyorlar
kadın erkek seçilmiyor bazen
o kadar çok birbirlerine benziyorlar
tıpkı giyinmişler
ancak 'tıpkı' şeklinde adlandırılabiliyor imgemde
giyinidikleri
kişilik sanılan esvapları...
engelleyemiyorum..
selpakçı çocukları geliyor zihnimin
tinerci çocukları..
korkuyorum
gelecekten; gelemeyecek diye korkuyorum
gençler ah
en güzeli gençler
karnaval gibiler
renge kanıyorum onlarla...
kessem bileklerimi renk akacak biliyorum
delileri dolaşıyor caddenin
üstleri başları ele veriyor onları
ziller çalıyor caddelerimde
hayır ziller değil
kornalar
trafikler çalıyor
trafikler çalıyor ömrümüzden çok uzun saniyeler
zihnimin caddelerinden liseliler fışkırıyor
ders bitti herhalde
ders bitti hayat başladı
gülümsüyor caddelerim
o kadar gülmsüyor ki
gülümsemekten boğulmak üzere
sinirlerinin n' inci cihan harbinde
o da tıpkı yeniyetmelerim gibi ayırdında değil..
...
sakit nedir bilmiyorum..
caddelere soruyorum...