Beni bıraktığın insanlara bak! Issız kaldım sensiz, kimsesiz.. Park köşelerinde bekliyorum çaresiz, sessiz. Sigara ve alkol, karşıma aldım seni yakışırdı bu yüzük sana; yani, eğer otursaydın karşımda. Hayalin değil ellerin olsaydı ellerimde, şu sokak lambası arada bir sönseydi de öpüşseydik kaçamak. Ne olurdu sokak köpekleri şahit olsaydı aşkımıza Ne olurdu? Hiç böyle kırmasaydın bizi
OLUR MU DERSİN?? Korkmak, korkmak bir kadından. Yaslamak isterken sırtımı sırtına, bakarken gözlerine gözlerim dolarken. Korkmak o kadından, tamamen bir günü kaybetmekten. Ellerini hiç tutmadan avuç içlerinin terlemesi. Mesela onun için bir kadeh kaldırmak veya bir kadehi parçalamak. Korkuyorum ben o kadından. O bilmezken bedenimin tir tir titreyişini bir masada otururken, acılarımızı paylaşırken, dün seviştiği adamı anlatırken. Sevgilileri sevgisini eksiltirken bana bir tutam sevgisi kalmadığını bilmek. Sarhoşken o güzelliğine güzellik katan güzelliğine güzellik katan alkolü benim elimden içerken. Ben onu severken o bunu bilmeden karşımda bir adamla otururken korkuyorum ben o kadından. Çokça çapkın, fazlaca acımasız. Tutarsa elimi o kırmızı ojeli tırnakları, delerse bedenimi. Ya sonra kaybedersem tamamen. Ya öpüşürken dudaklarımız; kanarsa dudağımın kenarı, kan tadı bulaşırsa dilime, ya sonra kalbime değerse kırmızı ojeli tırnakları, ya kanımla sulanırsa tırnakları. Parçalarsa bedenimi bırakırsa beni o şehrin çöplüğüne, sonra o şehri terk ederse o kadın. Kalırsam ben o çöplükte. Korkuyorum ben o kadından çokça çapkın fazlaca acımasız. Ya giderse bir gün? Kaybedersem onu değmeden teni tenime...
Beni bıraktığın insanlara bak! Issız kaldım sensiz, kimsesiz.. Park köşelerinde bekliyorum çaresiz, sessiz.
Sigara ve alkol, karşıma aldım seni
yakışırdı bu yüzük sana; yani, eğer otursaydın karşımda. Hayalin değil ellerin olsaydı ellerimde, şu sokak lambası arada bir sönseydi de öpüşseydik kaçamak. Ne olurdu sokak köpekleri şahit olsaydı aşkımıza
Ne olurdu? Hiç böyle kırmasaydın bizi
OLUR MU DERSİN??
Korkmak, korkmak bir kadından. Yaslamak isterken sırtımı sırtına, bakarken gözlerine gözlerim dolarken. Korkmak o kadından, tamamen bir günü kaybetmekten. Ellerini hiç tutmadan avuç içlerinin terlemesi. Mesela onun için bir kadeh kaldırmak veya bir kadehi parçalamak. Korkuyorum ben o kadından. O bilmezken bedenimin tir tir titreyişini bir masada otururken, acılarımızı paylaşırken, dün seviştiği adamı anlatırken. Sevgilileri sevgisini eksiltirken bana bir tutam sevgisi kalmadığını bilmek. Sarhoşken o güzelliğine güzellik katan güzelliğine güzellik katan alkolü benim elimden içerken. Ben onu severken o bunu bilmeden karşımda bir adamla otururken korkuyorum ben o kadından. Çokça çapkın, fazlaca acımasız. Tutarsa elimi o kırmızı ojeli tırnakları, delerse bedenimi. Ya sonra kaybedersem tamamen. Ya öpüşürken dudaklarımız; kanarsa dudağımın kenarı, kan tadı bulaşırsa dilime, ya sonra kalbime değerse kırmızı ojeli tırnakları, ya kanımla sulanırsa tırnakları. Parçalarsa bedenimi bırakırsa beni o şehrin çöplüğüne, sonra o şehri terk ederse o kadın. Kalırsam ben o çöplükte. Korkuyorum ben o kadından çokça çapkın fazlaca acımasız. Ya giderse bir gün? Kaybedersem onu değmeden teni tenime...