Ben kimim..neredeyim..ne yapıyorum? ..diye sordu birden kendi kendine… Değişimlerden yenik çıkmayı sevmezdi… Her önüne açılan kapı daha iyiye daha güzele doğru olmasa anlamsız değil miydi zaten bu kadar cesaret… Tutuklu kelimelerin zincirlerini çözdü.. Kilitler paslanmış…anahtarlar dönmüyordu…
Yine.. yeni… yeniden… Falda çıkan bilinmeyen yollar gibi tuhaftı her şey.. Ewet..doğru kelime buydu….^^tuhaf^^…
Sorgulamadan… aniden… birdenbire…ne kadar çabuk gelişti her şey diye içten içe mutluydu aslında… Sorgulamalar vaz geçişleri getirirdi çoğu zaman.. Onaysa başını dik tutup bilinmeyen geleceğe yürümek düşmeliydi oysa…
Korkuyorum..dediğimde kimse bana inanmıyor… Oysaki ne kadar insanca bir duygu…korku..diye düşündü...
Ve ne kadar kolaydı bir şeyleri kenara itip yürümek artık… Ne kadar kolay.. Bir içim soğuk su gibi…..kolay ve yürek ferahlatıcı…
Prangalarını eline alıp yürüyecekti bu kez..… Ama güzel olan… O…hiç bilmediği.. Hatta sokaklarında kaybolacağı mavi şehirde en yakın denize gidip.. Derin suların kuytusuna atacaktı prangalarını…sonsuza dek.…ve bir daha hiç takılmamak üzere… Ve sonra… Gözündeki bir damla yaşı denizin mavisine emanet edip… Kollarını minik bir bebeğin kollarıyla buluşturmaya gidecekti…ardına bakmadan… Her yeni doğan gün dualarını eksik etmediği…yeni bir minik yavruya….çocuklarına…
Ve bu kez.. Her şey çok güzel olacaktı…? ? ? ? ? ? ! ! ! ! !
bir kıvılcım tutuşacak gibi olsa on kova su boşalır üstüne
tahammül de nereye kadar bilemiyorum
yapman gerekene engelse,gerçeklik algısından uzaklaştırıyorsa o umut değil de kof hayaldir.
İskelet sistemimizin ta kendisidir.Ayakta tutar,dik tutar,can verir...
bknz:içimiz taaaaaaa neremizde ki?
AZİM....
çok içerlerde olursa söner
biraz dışarı çıkarmak lazım
oksijen alsın,sönmesin...........
Ben kimim..neredeyim..ne yapıyorum? ..diye sordu birden kendi kendine…
Değişimlerden yenik çıkmayı sevmezdi…
Her önüne açılan kapı daha iyiye daha güzele doğru olmasa anlamsız değil miydi zaten bu kadar cesaret…
Tutuklu kelimelerin zincirlerini çözdü..
Kilitler paslanmış…anahtarlar dönmüyordu…
Yine.. yeni… yeniden…
Falda çıkan bilinmeyen yollar gibi tuhaftı her şey..
Ewet..doğru kelime buydu….^^tuhaf^^…
Sorgulamadan… aniden… birdenbire…ne kadar çabuk gelişti her şey diye içten içe mutluydu aslında…
Sorgulamalar vaz geçişleri getirirdi çoğu zaman..
Onaysa başını dik tutup bilinmeyen geleceğe yürümek düşmeliydi oysa…
Korkuyorum..dediğimde kimse bana inanmıyor…
Oysaki ne kadar insanca bir duygu…korku..diye düşündü...
Ve ne kadar kolaydı bir şeyleri kenara itip yürümek artık…
Ne kadar kolay..
Bir içim soğuk su gibi…..kolay ve yürek ferahlatıcı…
Prangalarını eline alıp yürüyecekti bu kez..…
Ama güzel olan…
O…hiç bilmediği..
Hatta sokaklarında kaybolacağı mavi şehirde en yakın denize gidip..
Derin suların kuytusuna atacaktı prangalarını…sonsuza dek.…ve bir daha hiç takılmamak üzere…
Ve sonra…
Gözündeki bir damla yaşı denizin mavisine emanet edip…
Kollarını minik bir bebeğin kollarıyla buluşturmaya gidecekti…ardına bakmadan…
Her yeni doğan gün dualarını eksik etmediği…yeni bir minik yavruya….çocuklarına…
Ve bu kez..
Her şey çok güzel olacaktı…? ? ? ? ? ? ! ! ! ! !
En azından buna inanmaya ihtiyacı vardı….
Eternalflame
amaaann neyleyim ben ööle taaa içerlerde olan umudu? ? şööle gözümün ta göbeğinde alev alev yanacak umut dediğin ;)
şişşşttt! ! 'ta göbeği 'derken a nın tek oluşuna dikkat!
Yetmez
ne için bilmiyorum ama orda biliyorum...
kıçımızdan gerçek olarak çıkar :)
taaaa içine kadar ne diye itekledin ki? ? ? bekle dur şimdi işin yoksa...çıks çıks çıks...
hic sönmez.
Umudun mum alevi hiç sönmesin....
Eternal....Flame....