irem bana söyle bir bak diyorsun alici gözüyle, tepeden tirnaga yeni dalinmis uyku gibi bak çobanlarin söndürmeyi unuttugu dag atesi kaleden kaleye uçurulan ak güvercin rüzgâra emanet edilen fisilti gibi yazdan kalma bir gün gibi bak bana
bana söyle bir bak diyorsun posta kutusuna gece yarisi birakilan bir mektup gibi kizagindan kayip bitmeden denize inen bir tekne gökyüzünün denizyildizlariyla doldugunu gören bir dalgiç gibi bak aksam kirilmaya baslarken içimde dagilan bir ilkokulun zili gibi bak bana
bana söyle bir bak diyorsun bir isin demetine sarilir gibi bak unuttugum ve istesem de yüzlerini bir türlü animsayamadigim çocukluk arkadaslarim gibi
kahve fincanina damlayan gözyasi kara düsen kan damlasi gibi diyorsun ki -evet, mavi gözlerinden bile ürpertici bu- kinindan çikarilan bir hançer gibi bak bana
bana söyle bir bak diyorsun yasama sevincini sana ben veriyormusum gibi sevgilin olmasam da sevgilinmisim gibi bak kumsalda birakilan ayak izi kanadin üzerine degen bulut gibi kayaliklara sürüklenen bir gemiye yanip sönen deniz feneri gibi bak bana çünkü unutmamanin esigidir ve animsamanin kapisidir bakmak sevgili irem bunun için bile kibrit çakilabilir okyanusun kiyisinda karanlikta bir kedi gözü gibi pençeleriyle dolasirken ask
İREM ' İN SÖZLÜKTEKİ KELİME ANLAMI CENNET DEMEKTİR BEN BUNUN DIŞINDA BU KELİMENİN DEGİŞİK İKİNCİ ANLAMINA HİÇ RASTLAMADIM
ama haksızlık ediyorsun! ! !
bi de ben
Nuh tufanından kurtulan Ad kavmi`nin kurduğu kentin adıdır.
Cennet bahcesindeki uzum baglarina verilen isimdir - Irem baglari -.
Ayrica Tasavvuf Edebiyatında huzurlu yer anlamına gelir.
irem
bana söyle bir bak diyorsun
alici gözüyle, tepeden tirnaga
yeni dalinmis uyku gibi bak
çobanlarin söndürmeyi unuttugu dag atesi
kaleden kaleye uçurulan ak güvercin
rüzgâra emanet edilen fisilti gibi
yazdan kalma bir gün gibi bak bana
bana söyle bir bak diyorsun
posta kutusuna gece yarisi birakilan bir mektup gibi
kizagindan kayip bitmeden denize inen bir tekne
gökyüzünün denizyildizlariyla doldugunu gören
bir dalgiç gibi bak
aksam kirilmaya baslarken içimde
dagilan bir ilkokulun zili gibi bak bana
bana söyle bir bak diyorsun
bir isin demetine sarilir gibi bak
unuttugum ve istesem de
yüzlerini bir türlü animsayamadigim
çocukluk arkadaslarim gibi
kahve fincanina damlayan gözyasi
kara düsen kan damlasi gibi
diyorsun ki -evet, mavi gözlerinden bile ürpertici bu-
kinindan çikarilan bir hançer gibi bak bana
bana söyle bir bak diyorsun
yasama sevincini sana ben veriyormusum gibi
sevgilin olmasam da sevgilinmisim gibi bak
kumsalda birakilan ayak izi
kanadin üzerine degen bulut gibi
kayaliklara sürüklenen bir gemiye
yanip sönen deniz feneri gibi bak bana
çünkü unutmamanin esigidir
ve animsamanin kapisidir bakmak
sevgili irem
bunun için bile kibrit çakilabilir
okyanusun kiyisinda
karanlikta
bir kedi gözü gibi
pençeleriyle dolasirken ask
Akgun Akova