bir evde bir ışık yanıyor
dışarda ayaz karanlık
bir ev bir sıcaklığı saklıyor
kırık dökük göğsüyle
kadere ve dünyaya kırgın
ölü okşayışlardan sonra
bir temmuz gününde
has güllere teslim oldum
nazenin şivelerle konuştum
yüksek ökçelerle yürüdüm
1
madalyonun arka yüzü
bir kapıdan geçerek
yorgun perdenin önünde
bir kadının hayaline düşer
dudaklarım eskiyor sayfalar sararıyor
yetmiyor sokaklardan devraldığım kan
oratoryosuz mabetler
ya da şarkısız
bir mekan eksikliği var sanki
daralan dünyada
bir futbol topunu tapınağa taşıyoruz
çocuklar gülüyorlar annelerde figan
kelleleriyle şımaran cepler
tükürüyor yüzümüze
kendine bakmaya üşenen
bie endam kabartması
notalardan ve dizelerden geçerek
un ufak kuru yapraklardan
gözlerden süzülen sızılı aşklardan
betona çarpan bir çocuğun
bir özel söz beklyorum
nakış kadar gizli
kör duyguları
geceye ısmarlamayan
kaldırım taşlarını bilen sabah
beni utandırmayacak
Çabaladım
Neyin alnına düşersem
Çırpınmalar
Bir hazine sanrısı
Kalıntılarda
boşaltıp şarkılardaki hüzünlü süsü
silerek bahçelerdeki durgunluğu
çiçek tarhlarındaki seyri bozarak
taş toprak doldurdu içime zaman
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!