Çok korkuyorum!
Rüzgar esecek, fırtına kopacak.
Şu külden yapılmış binalar,
Aşınıp yok olacak şimdi.
Kalbimde bitmeyen acı,
Sensin kalbimin ilacı,
Gelecek dedi falcı,
Ne olur gel artık deniz kızı.
Derman bulunmaz derdime,
Sokaktaki taşları saydığım gün,
Küçüktüm.
Sek sek oynadığım gün,
Çocuktum ben zaten.
Ama gittiğin gün,
Hayat bir sahne,
Oyuncuyuz hepimiz.
Sahnede karşılaşan,
Dağılmış, incileriz biz.
Kimi sesini yükseltmeye çalışıyor,
Yine uykusuz, bitmeyen gece.
İsmin kulağımda bir hece.
Siz hiç sevdiniz mi?
İşte size bir bilmece.
Mahşer günü ki ne mahşer,
Bazen şafak vakti,
Puslu bir havada,
Çiselenmektir hayat.
Tam o esnada;
Dar bir sokaktan acele geçerken,
Nedense hep düşünüyorum.
Seni, kendimi, hayatı, güneşi, her şeyi,
Bebeğimizi, evimizi, o benzersiz suretini,
Hiç boşaltamıyorum beynimi.
Neden yalandır hayat?
Kaderimiz, sevip de sevilmemekmiş.
Hayatta ki gayemiz, çile çekmekmiş.
Bir daha sevmem desem de,
Gönlüm, seni silememiş.
Hatırlatma, o eski günleri.
Santraller petkimde,
Hizmet getirdi evimize.
Bin dokuz yüz ellilerde kuruldu,
Ama asla uyumadı.
Hep çalıştı, çalıştık, bir ekmek kapısı…
Kapalı camlar ardından gördüm,
Yüzümün şeklini.
Yanımdakinin savrulan kafatası,
Mahsun annemin çığlığı.
Yollara boya dökülmüş,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!