Derin bir kağıt kesiği tutmuş yakamı.
Bağırsam kuşlar korkacak içimde.
Yere damlamasın diye gölgemin kanı,
Susuyorum en konuşkan yanımla.
Kanadım var da uçamıyorum gibi bir his.
Yolumdaki iki çukur da zehir.
Yük ağır.
Bir o kadar da gerekli.
Saat hecenin üçü.
Sadece iki hece.
Ayna buğulu.
Az önce su sıcak akmış.
Gelecek mi?
Kapı çalacak mı birazdan?
Yarım kalan bardak dolmak istemiyor.
Yalnızlıktan siyaha boyandı az önce tavan.
Göz kapaklarım açılmıyor.
Yaz günü yağmur yağdı.
Adım vaveyla.
Öyle korkarak susamam artık.
Yürekten bir gürültü koparacak sesim.
Adım vaveyla.
Tırnakları etime geçmiş hikayemin.
Gözyaşı yetmiyor sadece.
Ve Aşk çıkar gelir birgün.
Olmaz dediğinde,
Umut bittiğinde,
Lalelerin, zambakların,güllerin kuruduğunda...
Nefesin tükendiğinde.
Ve Aşk çıkar gelir birden.
Birazcık sevilmek uğruna kendimden bile vazgeçtim çoğu zaman.
İçimdeki çocuğu kimin göğsünde uyutsam, Gözyaşlarında boğuldum ertesi gün.
Oysa her saç teli öpülebilir,
Tek tel kirpiğe aşık olunabilir bilirim.
Ateş olmadan da yanabilir insan ve kırıp dökmeden de durabilir bir kalpte.
Ama dedim ya birazcık sevilmek uğruna kör oldum çoğu zaman.
Çok şey kaybettim bu ara.
Dinlediğim şarkılar vardı mesela,
Görmek istediğim ne çok yer...
Bir şarkıda dans ederdim her defa,
Bir şiirde dalga geçerdim hayatla.
Aynaya baktığımda çok güzeldi gözlerim.
Hadi bakalım, kalk.
Vazgeçiyoruz yine.
Rüyanın en güzel yerindesin biliyorum.
Üstelik gün batımı.
Günün en sevdiğin saati.
Bir pazartesi.
Saat 18.40.
Herkes ait olduğu yerde.
Koskoca bir yalnızlık var tavanda.
Uzun zamandır bakıyorum karanlığa.
Tanıdık bir koku yok.
Yok tanıdık bir ses evin içinde .
Güneşe baksam, acıyor.
Bir yıldıza dalsam gecenin bir körü, acıyor.
Kimsesiz, ağlasam balkonun koynunda, acıyor.
Gözyaşım düşse soğuk betona,
Saçım takılsa paslı demire,
Ağustosun ortasında, kar ayazında




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!