Masmavi suların mest eden koyuluğunda,
Titaniklerce batsam ruhsuz korkularında.
Özlemlerce uzatıp iu beyaz dalgaları,
Saflığı taşısam aşklarda, yanık bağrımda.
Asırları yaşayabilsem her dalga sonu,
İstanbul yine aynı İstanbul,
Sevgilinin elleri nasılsa, işte öyle bir İstanbul,
Beyaz ince narin edalı dualı vurgun ve soylu,
Parmaklarına bahşedilen ne kadar ziynet varsa?
Evlerine, sokağına, köşküne, sarayına, hepsi helal,
Boğaz seyrinde inci gerdanlıktır, her bir yolu,
Bir kâbus, bir rüya, bir temenni, bir hülya,
Kola kutusu olmuşum üretim bandında,
Krallık var şöhret ve iktidar sonunda,
Yeşil paralarla yatıyorum koynumda
Ve yüz atmış ülkede, on altı bin okulla,
Gelen geçen tacirden yüzde yirmi haraçla,
Bir sevgi çiçeği, Kafdağı'nda kayıp,
Dağda, menekşenin boynu bükük,
Şefkatli, bilgili, mağrur ve latif,
Esiyor, meltemler gibi rüzgârla,
Gül manalı, mutluluk gibi zarif,
Erguvan çiçeği gibi gizemli naif,
Kibriti öyle bir esaslı çatlatırım, yakarken,
Hakikaten esaslı bir kahramanım ben gerçekten.
Üstüme yok, yakıp yıkarken, kırıp dökerken.
Mucitlerin tek farkı var; erken gelmesi benden.
Kan damlamış düğün davetiyelerine,
Yahudiler domuz yemez, insan kanı.
Şiirler, mahallenin prangalı mahkûmları,
Çalıyorlardı şehrin insanlarının kapılarını.
Evde kalan çocukların ve ev kadınlarının,
Değiştirmeye güç yetmez mahzunluklarını,
Köyün bitmez eski hastalığı, şiirde saklı.
Sevgili en sevgili demek yasak oldu olalı,
Biri der ki yüz elli altı ülkede bin altı yüz okulum var,
Şeytan güler benim de mevcudat kadar gururum var,
Malik-ül Mülk olan Allah’ın ismi Malik olan meleği var,
Cehennem kapısında savtından bütün şakiler korkar.
Kendini Allame zanneden, bilgisayar kartında senden,
Arapça konuşan Hristiyanlarla, Dürzi ve Yahudilerden,
Kızıl derelilerin çığlıklarını duymasaydım,
Köle tüccarlarının, bilmeseydim, gemilerini.
Seyre dalsın isterdim, gönlüm gökdelenleri,
Çamurda oynayan çocuğun, çör çöpten evi,
Utandırdı, yüzlerce kat gökdelenlere.
Demir kuşlar, ürkütemez, gökte gürültüleri.
İlk istasyonda inmek istiyorsun, trenden,
kıyamıyorum.
Ben hala kazanlar dolusu kömür.
Donuk suları kaynatan aşka,
Kürekler dolusu çağrı,
Dualar basıyorum.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!