Ey güzelim saçına ak,
Dolmadıysa dolar bir gün.
Pembe dudak,o gül yanak,
Solmadıysa solar bir gün.
Hatırla ki sen o yeri,
Şu Hâr-ı gül şende asıl rengini,
Öylesine arar, arar bu gönül.
Kimsesiz kimsesiz kendi kendini,
Öylesine anar, anar bu gönül.
Duman bilmez,ateş bilmez,köz bilmez,
Gökten vuslat, yağsa bile, hicran düşer bahtıma,
Bir lahzalık mesafeyi, aralıyor yinede.
Yar olmadan, ziynet dolsa, sarayıma, tahtıma,
Evrenleşen deli gönlüm, daralıyor yinede.
Firar edip, ondan ona, aralıksız kaçsam da,
Firak ile inleten şu bağrını,
Dindirmeye, gönlündeki ağrını,
Duyurmaya niyaz dolu çağrını
Dem bu demdir, dem bu demdir,
DEM BU DEM
Yolundan sapmazsam Yüce Mevlânın,
Fetih kapıları açılır birgün.
Sadık eri olsam ben bu dâvânın,
Geçit vermez dağlar aşılır bir gün.
Bağrımı güllere boyayıp ötsem,
Bedenim sıhhatte, kafamsa yorgun.
Ruhum işkencede, aklıma dargın.
Umulmadık yerden gelince vurgun,
Mihnet bana zindan eder dünyayı.
Bunalım içinde, günlerim ayım.
E.G.
Hatırın hoş olsun, yakarsan yak ta,
Yanıp kül olanı ateşler yakmaz.
Nasılsam öyleyim, zannınca bak ta,
Üzsen de üzülen kusura bakmaz.
Aşk; ne mekân tanır, nede zamanı,
Ferhat’ın, Kerem’in, dağını bekler,
Pusular içinde, geçer her anı,
Çöllerin, mecnunluk çağını bekler.
Nede olsa avı, bilmez hileyi,
Bir göz açıp kapattık,
Ömrümüz kışa döndü.
Nasıl bir derde çattık,
İçimiz dışa döndü.
İlkbahar gülü soldu,
İlim hikmet nerde varsa,soranlara sevdalıyız.
Bu yitiği Çin de olsa,bulanlara sevdalıyız.
Dost kapısı çalanları,sözümüzden öz anları,
İnsan olup insanları,duyanlara sevdalıyız.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!