Gel gayrı gittiğin yerden
Garip koyma beni buralarda, bilirler.
Sen gittin diye, gereksiz görürler.
Ser sefil olur, Ölür bu derler,
Gel gayrı gittiğin yerden
Bekletmezler, sensiz de gömerler
Bahçede kuru bir dal,
Dalda yeni filiz var.
Aylardan Ocak
Gelmemiş kapıma daha bahar
Şenlenmiş ortalık,
Baharı erkenci eden var.
Yeter ağladığın gördüğün düş de bensem hayalin.
Uyanırsan açarsan gözlerini, hayra yor beni
Mahmur, mağrur ey gözleri sürmeli
Sabah gülen gözlerin ile gör beni.
Uzat elini, tut elimden yar deyi
Öyle bir acı ki dağlar sinem'i
En adi volkanlar eritir gövdemi
Dile gelip de kalemin yazmak için reçetemi
İlle ki hastan mı olmam gerekir
Yar deyi deyi geçerim divane
Getirmek gerek gayrı, Bizansı dize getiren
Sultan Alparslanı at sırtında dört nala Malazgirtten.
Getirmek gerek gayrı, yedi düvelin haçlılarını
Dize getiren Selahattin Eyyubiyi Kudus ten,
seni serpeceğim
Ateşin üzerine su serper gibi
yanmasın derken
daha çok tüter gibi
seni vereceğim.
İşte gidiyorum, kırıklıklarım.
Sevinçlerim, kavgalarım, gülüşlerim.
Dönüpte, düşünmeden hayellerimden
Hayat vermek için yaşattıklarımdan
Gidiyorum işte,Nefessiz,
Kıymetin görmeden.
Ah deli gönül, dinletemedim ben sana
Sevgili girerde gece kana
Eğer kastın varsa bu cana
Al ızdırap çiçeğim onuda sen al
Büsbütün dalında sararırda güller
Gözlerinin biri yol gösterici kutup yıldızıdır
Benim gibi yüreği deniz olmuş, yönünü sana dönmüşlere.
Bir diğeri ilham membağı Süheyla yıldızıdır.
Yüreği buruk, kelimelerini dağ edip yıkılmamak için dağına dayanan hisli şairlere..
Bir kainat saklı; alfabesi yoktur okumasını bilene
Bak Ömer’e bir idi bin oldu
Saydın mı hiç Fethi’leri,
Tüm ocaklar Fethi’lerle doldu
Analar bin Eren’ler doğurdu
Gördüm şimdi gözüm yaşardı
Ömerleri, Fethileri, Erenleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!