Akil adamlar gelir,
Mezarlıklardan geçmeden, gül bahçeleri vaatleriyle.
Ölenler bilir zaten, yaşamın sözünü tutmadığını.
Dağ bilir, kuş bilir.
Hainin pusu kurmaktan vazgeçmediğini.
Sen bilirsin, ben bilirim. Onlar da bilirler ölenin geri gelmediğini.
(Muraşan Mungan in Sehri)
ucusur üc atmaca
bir güvercinin pesisira
Mardin semalarinda
arınabilir insan geçmişinden
koşarken çocuklar
yağmur damlalarının peşinden
unutulabilir görünmeyen yüzler
dökülürken boyalar
sahipsiz konakların pencerelerinden
- İçimi yak bu gece üstad, ortalık hüzün koksun.
Eski bir resim vardı elinde, resimdeki adamın yüzüne baktı,
I.
Sorularım cevapsız kaldı.Zeki çocukları kandıramıyor artık söylediklerim. Korkularımızın maskesini yırtıyorlar yüzümüzde.
(Bütün cennet hikayeleri ve cin uydurmaları...)
Arkamıza bakınıyoruz durmadan. Kandırılmış çocukluğumuzdan
akan kan ve kendi kırdığımız kalbimiz.
Hep annemize tutunuyoruz adam cüssemizle.
Ben senin evcilleştirilmemiş kısrağınım
Bağrındaki dağlarda patlayan gök gürültüsü,şimşek.
Bağlanmamış rüzgarım ormanlarının kuytusunda ay kovalayan.
Avuçlarındaki alev,deniz,umut.
Parmak uçlarından havalanan sonsuzluk.
Ben senin üstü küllerle örtülü yanardağınım.
kelimelerin yırtığından süzülüp konuşsam şimdi ortaya
tekbaşıma taraf alsam ya da karşı dursam aşka
senin sevdana vuran her sözüm yalan sayılacak
nemli kirpiklerinin ardından buğulu gözlerin bana düşman düşman bakacak
biliyorum „ döktüğüm gözyaşları hep mi boşaydı ey şair“ diye soracaksın
sevdanın yalanı olmaz desem yüreğim benimle hesaplaşacak
Nazım´dan yaşamadığım bir sürgün çaldım
Hasretim diyorum!
Vurun dilimi!
İçinde sahipli sözler var silin şiirlerimi
Bir tek Ataol Behramoğlu´nun
Ne zaman bir ayrılık, bir ölüm Koklasam,
önünde çakmakçıların gaz doldurduğu,
büyük postane gelir aklıma,
Hani şu Ulu cami´nin karşısında.
Ne kadar da küçüktüm o zaman Bursa´da.
İlk defa baktığımda,
'Bu ben değil miyim? Belki de değilim. Ama ben o değilim.
Dil düşürmüşüm duymak istediğin yalanlara, aklımda gerçekler dolanıyor ama adını düş koyduğum yalanlarla oyalanıyorum avlunda.
Bu han bu hamam, kapılar ve pencereler bana yalan.
Bu gökyüzü bu bulutlar yalan.
Burası bana benden çok uzakta.“



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!