Ne vitrindi ne de kostüm
Ne libastı ne şal postum
Kesile kesile dostum
Bu hale geldim bu hale
Kavruldukça can ateşte
Neden geri bakıyorsun habire
Tutan mı var gidiyorsan buyur git
Sen sevdanı koydun diye kabire
Batan mı var gidiyorsan buyur git
Teslim edip kör şeytana özünü
Bakma doktor bakma boşa
Bu dert benim can harımdır
Ne yapsanda çıkmam kışa
Bu benim son baharımdır
Benden fazla seni bil ki
Düşüp kalsan da derya da
Kimse bakmıyor feryada
Dibi delik şu dünya da
Kral olsan ne yazar ki
Bir yanın sazlık samanlık
Daha küçücüksün çıksada sesin
Çeksem bir solukta biter nefesin
Aşkın meftumunu sorsam bilmesin
Ben senin neyine sır olayım ki
El vursam eline amanın başlar
Neye yarar silsen gözyaşlarımı
Arkası okyanus olduktan sonra
Neyleyim o tatlı bakışlarını
Benim çile küpüm dolduktan sonra
Ne yapsam ne etsem sana ne desem
Çiçeğiyle arısıyla balıyla
Köknarıyla ladiniyle çalıyla
Kilimiyle halısıyla şalıyla
Bir başkadır Yoncalı’sı Şavşat’ın
Kapıları kilitlenmiş olsa da
Güneşe el sallasam
Ay sırtını dönüyor
Yıldızlardan başlayıp
Tüm ışıklar sönüyor
Sönsün ışıklar sönsün
Ben ne karakışlar gördüm
Sen yokken
Ne sefaletler yaşadım
Sen tokken
Ben ne çiseler altında kaldım
Dağlara duman çökerken
Nerde deli çağım deyipte bana
Boşuna zırlama boşuna gönül
Bunca olanları atıp yabana
Boşuna zırlama boşuna gönül
Hışmına uğrayıp zalim zamanın




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!