Bunca inanmışken senin sözüne
Söyle külmü çöktü sevda közüne
Bu kaçıncı sabah elin düzüne
Güneş konakladı sen hala yoksun
Gecelerim hasret kaldı şafağa
Yaprak yaprak çiçeklerim açarken
Ceylanlarım kırdan kıra kaçarken
Gönül kuşum kanat çırpıp uçarken
Baharıma karlar yağdı işe bak
Sevda suyum bardağına dolmuşken
Tadı tuzu kalmadı gittin gideli evin
Çare değil derdime dolu olsa da nev in
Sensiz olmuyor işte ister kız ister sevin
İnkara ne hacet var
İnkara ne hacet var ne isem oyum işte
Bana değil de gidip demek ellere kandın
Hani verdiğin sözler nerde yeminin, andın
Sen benim gururumu fincan kulpumu sandın
Artık seni yar diye sarmamın imkânı yok
Deryada boğulsam da el uzatmam dalına
Uğranmayan sokak olmaktan ise
Kutuplarda buz olmayı yeğlerim
Bir aşk için hergün solmaktan ise
Boz kırlarda toz olmayı yeğlerim
Düştüğünü derinlerden derine
Kapılıp rengine devri alemin
Yitirdim ömrümü körü körüne
İçine düştükçe derdin elemin
Bitirdim ömrümü körü körüne
Yıllardır bir olup alacaklımla
İmkânı yok konuşmanın
Gelip sana kavuşmanın
Ben yine de buluşmanın
Yoluna düştüm yoluna
Değil sevda tokluğunun
Dertlerim bin oldu daha dün birken
Bak ne hale geldi başım dimdikken
Kralına bile yenilmem derken
Bir sevda ki tutup toz etti beni
Yaşayıp giderken eyde ehçede
Dert başımdan gitmez oldu
Kederlerim bitmez oldu
Gözyaşlarım yetmez oldu
Ağlıyorum kuru kuru
Revandayım selametsiz
Umurumda değil Dünya
Yanacaksa varsın yansın
Bana seni sendende çok
Sevdiren kader utansın
Ne yapsanda dönüp sana
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!