Muharrem Akman Şiirleri - Şair Muharrem ...

Muharrem Akman

ARKADAŞLARIMIN YÜZÜNE NASIL BAKARIM AMİRLERİME NE DERİM BEN

Grizu 263
Ali Osman çavuş domuzdamcı yedeği olarak girdiği maden ocaklarında çalışmanın zor olduğunu her köylüsü gibi önceden biliyordu. Bu yörenin kırsal kesiminde sağlıklı bir erkek çocuğu olarak dünyaya geldiysen madenci olacaksın demekti. Köy yerinde erkek çocuklarının ilkokul bitirdikten sonra tahsil hayatı biter. Bundan sonrası köyde ne iş varsa ailenin bireyi olarak üzerine ne görev düşerse yapmaktır . Ona özel olarak şu işi yap bu işi yap diyen de olmaz . Hayatın akışı kendiliğinden çocuğun üzerine yapması gereken ne varsa yaşarken öğretir. İlk görevi kendinden başka küçük kardeşi varsa beşikte onu beklemektedir. Anne babası tarlaya bağa bahçeye gittiği zamanlarda ağladığı zaman beşiği sallamak bebek için hazırlanan sormuğu bebenin ağzına getirip onu yedirmektir. Büyüdükçe görevleri de büyür, Ormana odun taşımaya gider hayvanları sayattan meraya koyverilmesi akşam eve gelmezse bulup getirmek mısır tarlasında yaban domuzu beklemek. Çift sürerken öküzleri kovmak, harmanda düven üzerinde oturup hayvan dışkısını kürekle almak. Bu işlerin arasında vakit bulursa arkadaşlari ile oyunları oynamaktır. Ali Osman köyündeki tüm arkadaşları gibi ilkokuldan sonra okumamış hayata köylerinde devam etmişlerdir. Tabiki askere gidene kadar yapılması gereken en önemli iş evlenmeleri olacaktır. Kızlar 13-14 yaşına kadar erkekler ise 17-18 yaşına kadar evlenmek zorundadır. Sosyal statü artı iki üç yaş daha erteleme müsade eder sonrası adınız evde kalmış kıza evde kamış oğlana çıkar.
Ali Osman madenci babası Sadettin çavuş ile orman işletmesinin gösterdiği mahtadan kışlık odun hazırlıklarına tüm köyü ile başlarlar. Ormanın sağlıksız ağaçları görevli memurlar tarafından işaretlenmiştir. Herkes verilen süre zarfında odununu hazırlayamak zorundadır. Hazırlanan odunlar yol kenarlarına istif edilip orman muhafaza memurları tarafından onaylandıktan sonra evlere naklî yapılır. Ali Osman küçüktür. Henüz delikanlılık çağına geçme aşamasındadır. Buna rağmen ailesi ile birlikte odun çekmeye gelmiştir. Köy yerinde her işi ortak yapılmak zorundadır. Her arkadaşı gibi o da maden ocaklarına girmeden neredeyse bir uzman madenci kadar bilgi sahibidir.
Ailede ve okul tatillerinde gittikleri köy okullarında örf adetler dini bilgiler görgü kuralları ve ahlak bilgilerini sıkı bir şekilde almışlardır. Ve almış olduğu eğitimlerine göre yaşarlar. Madenci büyüklerinden iş amirlerini de tanımışlardır. Puvantör, posta başı, şef, mühendis, müdür, makamlarının ne olduğunu bilirler. Amirlere itaat edileceği küçükken beyinlerinde yer etmiştir.

Devamını Oku
Muharrem Akman

ASGARİ ÜCRET

Duyulur duyulmaz uzaklardan sesin
Başladı piyasalar üzerindeki etkin
Kimseyi enfelsyona ezdirmeyecektin
Uğramadı henüz cüzdanlara kerametin

Devamını Oku
Muharrem Akman

ASGARİ ÜCRETLİ ÇALIŞANLARIN SENDİKASI KURULSUN MEMLEKETTE

Müjdeler dağıtılıyor her bayram arifesinde
Ekleniyor tatiller tatiller üstüne
İkramiyeler bir yana alınır maaşlar erkene
Sevinmek yok bu yılda asgarî ücretliye

Devamını Oku
Muharrem Akman

ASGARİ ÜCRET

Nasıl bir asgari ücret diye sorulduğunda
Sıcak bir yuvanın geçimi nasıl sağlanırsa
Barınma giyinme eğitim gıda kültür sanata
Yetsin maaşınız koşmayalım sağa sola

Devamını Oku
Muharrem Akman

Cumhuriyetimizin ilk vilayeti emeğin başkenti karaelmas diyarı Zonguldak'tan herkese günaydın

ASKILIK

Askıdan simit askıda ekmekten sonra
Askıda buğdaya düştü yolumuz

Devamını Oku
Muharrem Akman



ASLANIM BAK

Şöyle bir doğrulup gerildi yatağından
Sesini en tiz en etkileyici şekilde ayarladı

Devamını Oku
Muharrem Akman

ATEŞE YÜRÜYENLER

Kalır mı birşey geriye
Yokluk yok olunca
Bu ateşe yürüyenlerin türküsü
Sarılmış simsiyah bedenleri

Devamını Oku
Muharrem Akman

Köyümüz kasabadan merkez mahalleye 14 km mahallemize 18 km mesafededir kasabaya pazar kurulduğu günler önceleri traktör römorku sonraları As 600 BMC Ford gibi kamyonlar ile gidip gelirdik,kamyon kasaları hınca hınç dolu olduğundan kamyon kasasının kenarlarında yer bulduğumuz zaman kendimizi şanslı hissederdik. Kamyonlar ancak merkez mahallesine kadar gelir biz 4 ,km yi yürüyüp kamyonlara binebilirdik eğer yağmur yağarsa bu ,4 km yolun üzerine 2 km den fazladan yol yürümek
zorunda kalırdık yavaş yavaş yollar düzelmeye başlayınca köyümüzden madende çalışanlar dan bazıları ve almanya-da işçi olarak çalışan işçilerimiz çocuklarına pikap almışlardı iki adet de köyümüzden JEP sahibi olan vardı,yeni alınan pikap tabir ettiğimiz aracın bir tanesini madende çalışan genç bir madenci almıştı hem madende çalışıyor boş gruplarında köyden kasabaya yolcu çekiyor ek gelir elde ediyordu ama borçtan harçtan da kurtulduğu yoktu kasabanın pazarı olduğu bir gün köyden kasabaya getirdiği yolcuları tekrar köye getirecek getirmesine ama bir kişi fazladan yolcu alırım diye ağırdan alıyor, buna karşılık yine madenci olan babası köye bir an önce gitmek için acele ediyor oğlu ise geç gitmeye kafayı koymuş elinden geldiğince sağda solda oyalanıp babasından uzak durmaya çalışıyor akşam olduktan hemen sonra yola çıkmışar dolayısıyla etraf kararmış,araç köy yoluna girdiği zaman yollar dar ve virajlı olduğundan araç gayet yavaş ve dikkatli sürülmesi gerekiyordu madenci aracını öylede sürüyormuş ta ki önlerine bir tilki çıkana kadar tilki aracın ışıklarından ve yolun üst kısmı dik,alt tarafları uçurum olduğundan yoldan dışarı çıkamıyor var gücü ile aracın önünden kaçmaya çalışıyor tabi arkasın dan araç hızla gelip tilkiyi yakalamaya çalışıyor derken araç kontrolünü kaybedip devriliyor herkes ayrı yerlere savrulmuş yaralılar yara almadan kurtulanlar,bir şekilde kazazedelerden haber alınıp yaralılar hastaneye kaldırılıyor hastanede polis kazanın ne sekilde olduğunu öğrenmek için ifade alıyor sıra araç sahibinin babasına geliyor memur bey,amca kaza nasıl oldu bir de senden dinleyelim der demez zeten kasabadan köye geç çıktığı için oğluna kızgın olan üstüne bir de bu kazayı yapınca hepten çileden çıkan baba baş efendi diyor biz hepimiz oğlunu göstererk bunun arabasına köye gitmek için bindik araba köy yoluna girdi hava karanlık önümüze bir tilki çıktı tilki koşuyor bu gaza basıyor tilki yukarı gidiyor bu yukarı gidiyor tilki aşağı kaçıyor bu aşağı gidiyor en sonunda tilki yukarı kaçtı bu aracını aşağıya sürdü bizi yaraladı atın bunu içeri diyerek polisi ve yanındakileri

Muharrem Akman/Zonguldak
28/01/2021

Devamını Oku
Muharrem Akman

Avuç avuç

Alev alev yakan güneş
parlayan yer yüzü
Bağ bahçe temizliği akasya kökleri
Orak gibi kullanırken ellerini

Devamını Oku
Muharrem Akman

AVUÇLARINA GÜL DÜŞMÜŞ (madenci korosu)

Seni burada da gördüm,yalancıktan elbiselerinle
Kömür kokmuyordu belki üstün başın baretin
Süzülmüyordu terin yanaklarından aşağı
Kömür karası yüzünden ışıldamıyordu gözlerinin akı

Devamını Oku