HERKESE GÜZEL HAFTALAR DİLERİM
Öder borcunu
Yazılmaz deftere kitaba çünkü yoktur karşılığı
Doğarken biçilmiş ceza her şey mustehak diye
Kara tahta beyaz önlük tebeşir yaka
Köy sehir kasaba mezra kurt kuş sesleri
Evinden yurdundan çok uzaklarda
Bir eğitim neferi aydınlık nöbetcisi
Uçuşurken önünde küçücük melekler
Cürümün kadar yanarsın
Akıtabildiğin kadar gözyaşı
Döner çaresizlik seninle
Nereye gidesen öylece
Tut eskiden kalma değerlerini
Ölene dek bırakma bir yere
ÇIKIP GELİRSE
Bir romanın sonuç bölümündeki gibi
Zaman nokta koymuş burada yaşamın akışına
Avuç içi kadar yerde kalmış her şey
Yitik zamanların avcısı vurmuş kalbinden...
Püfür püfür esen rüzgarlarıyla
Erişilmez karlı dağlarıyla
Buram buram kokan kır çiçekleri
Otundan yaprağından yapılan peyniri
Arının binbir çiçekli bal petekleri
Koyunu,kuzusu keçisi mandası
Üst baş eski, yalın ayak
Dolaşırdı biçare sokak sokak
Ne zaman uğrasa büyüklerinin yanına
İlle de anlatırlar madenden bir hatıra.
Dinlerdi o da onları korkuyla bir köşede
Bakarım gözlerinden yokluğun belli olmaz bir zaman
Sustuklarımız gelir aklıma kendimle konuşurum
Kah gecenin karanlığında kah dört duvar arasında
Sözcükler müebbet almış çile doldurmakta
Sonbahar yaprakları gibi sararıp düşer yere umutlar
Saban topraktan gül dikenden ayrılır
Gün aydınlıktan gece karanlıktan
Yürümez vakitler sonsuza dek beraber
Bilinir zamanı geçirenlerce bunlar
Gider bebekliğin döner çocukluğa gençliğe
Bir çizik atarsa evin çocuğu duvarlara
Çay bardağı dökülürse salonun ortasına
hele bir de dağınık da olursa yorgan yatak
Çat kapı gelen misafirlere rezil oluruz bak
Aynı evlerde yaşayan ana baba kız oğul
Gelmişti bizim de yanımıza kadar
Çare aramaya düştük biz de yollara
Çoluk çocuk, akraba aynı telaşla
Aşındırdık kapılarını hekimlerin
Yolumuz düştü ilk kez İbn-i Sina'ya
Evet insana keşke seneler önceki durum hiç değişmeseydi olmasaydı şu teknoloji meknoloji dedirtecek dizeler tebrikler efendim
Allah böyle acılar göstermesin birdaha. Dmuyarlı yüreğinize sağlık