TÜRKİYE'NİN ALMANYASI İDİN ZONGULDAK
Dik yamaçları inci gibi merdivenleri gör
Bir dağın zirvesinden uçuyorum sanırsın
İnmek ayrı bir dert, çıkmak hüner ister
TEMMUZ YILBAŞI ZAMLARI
Temmuz, yılbaşı zam çağrılarımıza
Cevap verdiler hep kuru sıkılarla
Avunduk durduk değişen rakamlarla
Soframız aynı sofra, nasıl oluyorsa
Topladık dünü bu günü
Toz olup gitmiş tahta arabalar çamurlara
Karışımış sek sek oyununun izleri toprağa
Hafızalarımızda kalanlar yok ortalarda
Saklambaç oyunu gizlemiş kendini zamana
Toplamış ne varsa
Ne varsa kıyıda köşede
Kömür tozundan
Gruzu korkusundan
Göçük altlarından
SEN GİDERKEN
Sokaklara sor,giderken neler alıp getirdiğini
Üstün körü kapatılmış,pencere ardındaki sandalyeye
Virane dükkanlar bilir yokluğunu birde kaldırımlar
Çürütür birden çıplak geldik çıplak gidiyoruz lafını
Yanardı vücudumuz çalışırken ocaklarda
Ağzımız burnumuz boğazımıza kadar Dolardı kömür tozuyla
Ayağın başına bir hortum atmışlar
Yere düşmez dolaşır elden ele
Gideririz hararetimizi bir nebze
Şimdiki madenciler cennette
Sen bu dağlarda yaşamamışsın ki gülüm
Tarih yazmışsın kendi dalında bilmeden
Ekip biçerken mahsulünü tarlada. zamanında
Yada bir tomruk dağında, manda arkasında
Bir buzağının doğumuyla şenlenen yuvan
HERKESE GÜZEL HAFTALAR DİLERİM
Öder borcunu
Yazılmaz deftere kitaba çünkü yoktur karşılığı
Doğarken biçilmiş ceza her şey mustehak diye
Kara tahta beyaz önlük tebeşir yaka
Köy sehir kasaba mezra kurt kuş sesleri
Evinden yurdundan çok uzaklarda
Bir eğitim neferi aydınlık nöbetcisi
Uçuşurken önünde küçücük melekler
Cürümün kadar yanarsın
Akıtabildiğin kadar gözyaşı
Döner çaresizlik seninle
Nereye gidesen öylece
Tut eskiden kalma değerlerini
Ölene dek bırakma bir yere
Evet insana keşke seneler önceki durum hiç değişmeseydi olmasaydı şu teknoloji meknoloji dedirtecek dizeler tebrikler efendim
Allah böyle acılar göstermesin birdaha. Dmuyarlı yüreğinize sağlık