Oturdum, bir ağacın altına
Yukarı kaldırdım başımı
Çıplaktı, Eylül uğramıştı belli
Baktım önüme doğru
Siyahtan bile siyahtı gölgesi
Soğuktu hava, ayaz vardı sanki
Yük olur insana sevmek, yük
Koca gökyüzünü taşırsın baş üstünde
Tutup bir başı yaslayamazsın göğsüne
Yorgun bir müzik duyarsın, soğuk bir akşam
İnsanın nefesi sarılır mı boğazına
Biraz da özlem oldu mu sarılıverir
Senli bir güne açacağım evimin perdesini, heyecanla
Daha gelememişken kapının önüne, belki başka bir semtteyken
Hafif bir meltem taşıyacak kokunu, nüfuz edecek odalara
Bir sedir yaptırdım balkona, çam ağacından masa yanında
Kır çiçeklerini seversin, sonbahara inat buldum biraz
Sen gibiler belli, inatçılar yaşamaya göreceksin
Akşam olsa ne, olmasa ne; sen yoksun
Ne anlamı olur ki güzel bir gün batımının
Yağmurlu bir geceden farklı olur mu sence
Demirden bir karyolanın içinde hapsolmuş gibi
Bir örümceğin ağı gibi duvarda göz görmemiş
Yıllanmış bir toz gibi kitaplığın üstünde, ellenmemiş
Gitmek istiyorum, birden bire
Beyazdan bir bulutun gövdesinde
Veya kahverengi bir yaprağın eşliğinde
Uykuların alaca karanlığında
Sabah çayının buğusuyla
Ekmeklerin taze kokusuyla
Baharı da mı alıp götürdün vardığın yerlere, söylesene
Gökyüzünden grinin bir tonu düştü sanki bu gün şehre
Sanki çıplak kalmış gibiydim, sanki kayıp bir yanım
Sen yoksun diye bu şehirde sanki sağır kaldım
Sanki yolsuz kaldım, yürüyemedim
Sanki kelimesiz kaldım, konuşamadım
Yavaşça çökerdi hasret üstümüze
Akşamın vedasina seni eklemek
En istediğim noksanlık olsa gerek
Yorgun telâşlarımızın sessizliğinde
Aynı hayalin avuntusunu yaşarız
Bizim olana kadar saatler
Gözlerin toprak kokardı, gözlerinden öperdim
Dudaklarıma soğuk bir şehir yerleşir, üşürdüm
Bir kaç kişi yalnız olur, bir kaç an zamansız kalırdım
Ellerimi uzatır tutmak isterim, ellerinden
Ellerime çiçekler yükler, uzatırım
Ellerime hayaller yükler, uzatırım
Gecenin güne döndüğü saatlerde,
Hâlâ uyanık gözlerle izliyorum ufku
Bir yanıma düşmüş hasretin sızısı
Diğer yanımda vuslatın sabırsızlığı
Bir çocuğun; sevmesi gibi denizi
Ve endişelenmesi gibi dalgaların sesinden
Duvarları alçılı bir evin bahçesinden yazıyorum
Nar ağaçlarının sonbahara inat yeşilini koruduğu
Büyük bir şehrin, pek bilinmeyen bir meskun mahallinden
Akşam vakti, grinin tonları eşlik etmekte güneşe
Ve düşmekte büyük bir tepenin ardından başka bir şehre
Ve yine düşmekte, bir bulutun son bir kaç serpintisi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!