Bir kardelen, göğsünün üstünde
Sanki bin yıllık kışa inat, açıvermiş gibi
Uzanıp dokundum,
Dokundum bir çocuğun gözleriyle
Ürkekçe titredi teni,
Titredi bir çocuğun saflığıyla
Bir yer var seninle, sadece seninle
Güneşin olmadığı, karanlık ve sessizlik dolu
Yorgun bir serzenişin uzağında
Bir kaç dakika belki, yıkık dökük bir ev mesala
Bir yer var; kimsenin olmadığı, herkesin içinde
Isimlerin yalan, sözlerin duyulmadığı
Düşme gözümün ufkundan
Güneş gibi doğ üzerime
Gece gibi sar benliğimi
Ama gitme, ufkumdan
Mayıs akşamlarının tatlı soğuklarında
Oturup bir bankın üzerine izleyelim
Oturur çocuklar gibi kaldırama
Ellerine yüklerim, ellerimi
İncir ağacının altında;
Biraz yorgun, biraz üzgün, pek çok mutlu
Elalem ne der düşünmem; öperim, utanırsın
Yek parça gibi, sarılırım; pembe pembe yanakların
Düştüm bir katil yuvasının ortasına
Damarlarımdan zincire vurdular
Etime sapladılar çengelleri
Gelemedim sevgili
Öldürdüler bir akşam üstü, oracıkta
Meşe ağacının altına çukurumu kazdı
Hiç bir güle bu kadar yakışmazdı kırmızı
Hiç bir gün batımında bulunmazdı bu kızıllık
Kalabalık sokak, bu kadar tenha görünmezdi bana
Yürürken önümde, küçük küçük
İstemeye istemeye takıldım peşine
Beynimin dur dediğine
Yorgun yapraklı bir ağacın altında
Parçalı ışıklı baktım yüzüne
İki adımlık mesafeydi halbuki
Hiç bu kadar uzak bakmadım gözlerine
Fısıldadım seviyorum diye oracığa
Seviyorum diye fısıldadın oracığa
Ufuk aynıydı,vakit biraz yaşlanmış sanki
Yaşanmışlığına bakar bir çift meraklı göz şimdi
Gözler ki, bir sonrasına taşımak için seni
Bekler heyecanla, bu bitmez eğlenceyi
Pendik 22.08.2021 03:53
Durdu kadın oracıkta
Yüreğim dedi
Tüm şehrin ağırlığı hisseder gibi
Tüm zamanlarımın acısını yaşar gibi
Yüreğim dedi, ağrıyor dedi
Hafif ağlamaklı baktı erkek
Eğildi erkek, baktı
Seviyorum dedi kadına
Seviyorum ve unutuyorum gözlerini
Unutuyorum, sen korkularınla beraberken
Beraber değilken dedi
Ben de korkuyorum, korkularından




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!