Olmak ve ölmek
İki ardışık sayı
Doğmakla batmaksa
Birbirinin adayı
Ne Afrika ne Asya’da
Görmedim dünyada
Senin gibi bir kent
Senin gibi bir yer
Yoksa cennetten
Bir köşe misin sen
Fark ettiniz mi hiç
Elbette istisnalar hariç
Biz var ya biz
Akılla iş yapmamayı
Duygularla yaşamayı
Çalışmadan kazanmayı
Hey seksenli yıllar
Niçin kafesimden kaçan
Kınalı kuşlar gibi
Birden uçup gittiniz
Söyleyin bana...
Ordasın değil mi, orda
Hani geçen gece yarısı saat tam birde
Bütün kabuklarını at da gel dediğin yerde
Nihayetsiz zevklerin, beni zır deli etmelerin
Çığlığıyla süslediğin gök mavisi odada
Sana uzaklardan
Çok uzaklardan bakmak istiyorum
Öylesine habersiz
Öylesine sessiz
Sanki duvar diplerinden
Köye gelen bir yabancıyı
Ey kadın!
Ey yüreği sızı!
Yanağı utancından
Kırmızı kırmızı
Elmalara dönmüş Şark kızı
İnsanlığın dün
Uçlar riskin
Cirit sahası
Olduğu günden beri
Uğur böcekleri
Uç uçlarında
Parmakların uçlarında
Hemen her bahar rengârenk gelinciklerle
Yeşillik köpürten tarlaların taptaze otlarında
Sizi görür görmez sevinçten hoplardım
Sonra incitmeden küçücük avuçlarıma koyar
“Anneniz size telli pabuçlar almış” deyip
Bir rint çocuk coşkusuyla uç uçlar yapardım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!