Haykırdı gökyüzüne insan,
Kalmadı yeryüzünde nizam!
Banka hesabında puşt sırıtmalar,
Artık bahara ait bir ay değil nisan!
Embesil, yemekten çatlamış göbeği,
On dokuzuma bastım bugün,
Çocukluğumdan birkaç sene alacaklıyım,
Yaşayamadığım çocukluğumdan,
Annesiz ve babasızlığımdan birkaç yıl alacaklı.
Yaşıtlarım okula giderken ben,
Kimsecikler bilmez,
Nasıl ağlar gökyüzü
Ve nasıl gökyüzünün gözyaşlarına muhtaçtır toprak.
Bahar da nasıl açar çiçekler
Ve nasıl çiçeklere öykünür kelebekler.
Kimsecikler bilmez.
Sağım solum arkam önüm bozkır,
Karasal bir hüznün ağırlığı ruhumda,
Bitmeyen bir yalnızlık sobelemiş zihnimi,
Ne yapsam durmayacak bir ağıt döner durur taş plakta.
Bense beklemekteyim,
Çığlık çığlığa düşünüyorum ömrü,
Zavallı ömrü,
Ömrün sonundaki ölümü,
Avazım çıktığı kadar düşünüyorum.
Hiçbir yere sığdıramadığım ellerim
Açılırken kapıları çileli sevdanın,
Benim liseli beyaz gömleğimin bağrı açık
Voltadaydım,
Penceresinin önünde bakmaya kıyamadığım sevdalımın.
Nikotin sarısı acıları ben çizmedim;
Kader diye anlıma,
Fareli köye muhtar olmuş çizmeli kedi,
Kayıp farelerin soruşturmasında da görevli,
Kapan üstüne kapan dolmuş her köşe başı,
Masal diyarından gerçeğe taşınmış bu acı.
Bilinmez gerçek hangisi, hayal hangisi,
Gerçeğin üzerinde uçuşurken hayallerim,
Gerçeğin bizzat altında ezilmekteydi benliğim,
Haylaz bir hayalperest dolaşırken zihnimde,
Gerçeğin gölgesinde ve de sanki çile çekmekte.
Benden de geçtiler ansızın, o zamanlar çocuktum,
Ağlar gökyüzü mavi gözleriyle,
Ağlar yeryüzündeki insan,
Çığlıkları birbirine karışır insanla tabiatın,
Gözyaşları birbirine karışır,
Tanıdık bir ağıtta insan ile doğanın.
Açıldı kolları gönlümün,
Daha önce görmediğim bir güneş yakıyor tenimi,
Bedenim bir başka iklimin yağmurlarında ıslanıyor,
Zihnim, zihninin kuytuluklarında müebbet mahkûm,
Fermanımda bakışların,
Umutlu bir bekleyişin sabırsız aşığıyım.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!