Düğümlü kederlerin ölesiye suskun ki;
Ne rüzgârın çığlık atması
Ne de dalgaların kayaları parçalaması umurunda.
Ateş ve şeytan,ve ölüm,
Karanlık bir tepenin ardından doğacak olan güneş,
Tırmandıkça delirtiyorlar seni;
Azaldığımızı,güneşe baktıkça
Bir haziran günü.
Günlerden cumartesiyi?
Ortalık anneydi,ortalık baba
Maskeler yoktu,ağaçlar kök salıyordu
Baykuşlar yuva yapıyordu
Başka yerden bakınca sana
Kanatlarına ulaştığımdın,
Gözlerini kalbime çevirince sarıldığım,
Ellerine dokundukça sevdiğim,
Rununu bulduğum sürece de sevgilimdin.
Eğer sarhoşsam ve canım çok sıkılmışsa;
Ne diyeceğimi bilemiyorum.
Senin aşkın için ...
Temmuz güneşi,
Atlantik mi?
Leydi Diana mı demeliyim?
Veya çavdar tarlası.
Güzel sevgilim,
Tatlı kışım benim..
Yağmur ruhlu sultanım,
Nerelerdesin,
Bahar doğuşundan uzak?
Ne zaman doğduğun önemli değil
Yaşamışsın altın varaklarla kaplı
O yıldızlar altında göğün sen de
Şiirler yazmışsın oyun içinde oyunlarla
Ama yine de değerli taşlarla safir bir bahçeye dönüşmüş onlar
Dövme demirler arasında kalabalıktın sen
Endişe edecek ne var?
Her yer yeşil renkli flamingolarla dolu...
Bunu kim inkar edebilir
Yalnız gözlerinizden başka?
Çünkü hayat gözden ibaret değildir,
Bakmak gözle olmuyor daima.
Düştüğüm zaman ve dizlerimi kanattığım zaman
Geçmişimin bahar çiçekleri açar,ve bana sarılırdı.
Bu yüzden tuhaf buyruklarımın beni esir aldığını hiç sanmıyorum.
Fakat biliyorum,bu pencereden bakıp gördüğüm renkli çiçekler değil artık;
Sadece yenilgisi çok geride ama ilerisini de tutuşturmuş,
Ben bunu şimdi görüyorum-
BAŞIMDA yalnız karanlığın masalı var.
Gözlerimde de acı çığlıklar.
Yüreğimde milyon kez haykırışlar var
Hepside uykuda.
Bu bir masal, hayat döngüsü.
Üşüyor ellerim bir yaz günü,
Ne dolaştın ey cuma
Saz ile bâde arasında
Sen de biliyorsun ki
Yorgun kuşlar var aramızda
Onlar ki, yazamaz bu güzel yazıyı




-
Mısırlı Bir Öğrenciyim
Tüm Yorumlarkahırede buyumek hakkınde sorularım var ıznınızden