Mensizlik bezdirecek seni,
Özünü danlayacaqsan,
seni mensiz qoydu deye.
Döyüşeceksen suallarla,
sonunda tapacaqsan
günahkarı – o şübheni.
Boğmaq isteyeceksen onu.
-l-
'yok olmak üzere çıktığım koşuda
h e r - m o l a d a
bana su veren biridir sevgili
öpmeye / sevmeye
Devamını Oku
'yok olmak üzere çıktığım koşuda
h e r - m o l a d a
bana su veren biridir sevgili
öpmeye / sevmeye
Leyla Mövsümova, gözerini küçük. Yeşil, güzel Mingeçevirde açmış dünyaya.Annesinin ilk göz ağrısı, ilk şiiri. Yürümesi, konuşması gülmesi bile şiir gibi.Okulu Mingeçevirde, tıp fakültesini Baküde bitirmiş.İnternaturanı kardiolojide yapmış. Doktor olmaktı arzusu.Ama olamadı. Toprağının altı da, üstü de servet olan Azerbaycanda doktor, öğretmen, savcı ve s. olmak için kendi ağırlığında paran olmalı. Bu yüzden Leyla ilaç firmasında reprezant olarak çalışıyor.
Şiire hevesi sevgisi ta küçük yaşlarından başlamış. 127 yaşlı”Mecmeü-şşüera”, “Vahid” şiir meclislerinin üyesidir.Devamlı şiir toplantılarına gider, şiir dinlemek için. Güçlü şiir duyumu,(aruz duyumu, aruz anlayışı) şiiri anlamak yeteneği var. Toplantılarda şiirlere eleştirileri yapar, güzel tavsiyelerde bulunurdu. Lakin şiir yazmazdı. Şiire yeni başlamış sayılır, şiir değil duygularımı yazıyorum diyor Leyla.
Bebekler ağlayarak derdini aşikâr eder.
İlk etapta ingaa,ingaa....diye bir ses çıkarır.
Hasta mıdır,aç mıdır....çeşitli alternatiflerle susmasını sağlarız.
Yukarıda ingaa...ingaaaa....diye ağlayan bir şiir var.
Yani küçük bir bebek var,bu yaştan sonra bebeğe falan bakamam.
Naci abiye, Orhan Balkarlı'ya,Doktor beye....emanet edilmiştir.:)
Perihan Pehlivan aman yaklaşmasın o hiç susturamaz.
Kendi lisanımız dışındaki diğer lisanlar ile olan aşinalığım ve edindiğim tecrübeler ışığında şunu söyleyebilirim ki; kişisel düşüncem Farsça dünyanın en lirik lisanıdır.Adamların günlük normal konuşması bile insanda şiir intibaı uyandırır. Azeri lisanının şiirselliği de Farsça’dan gelir.
Neden derseniz evet biz akraba topluluğuz.Lakin onlar hem coğrafya, hem kültür, hem de inanç uyumu ve mezhepsel birliktelik açısından Farisi’lerle içiçedir.Bilindiği üzere hali hazırdaki İran devletinin nüfüsunun 1/3’ü de Azeri’dir.Üst düzey devlet erkanının büyük bir kısmı da Azeri’dir.Eskiden beri böyledir.Azeri kardeşlerimizin hemen tamamına yakını Fars’lılar gibi caferiye, imamiye vb. Şii mezheplerine mensuptur.Akrabalığımız, gönül bağımız amenna; amma velakin her açıdan Azeri toplumu Fars’lılar ile iç içedir.
Sözü çoğaltıp konuyu dağıtmadan bu gün güne gelen şiirle ilgili diyeceğim şudur ki; oldukça lirik bir lisan olan şiirin Azeri lisanıyla empati kurmanın dışında bir tad alamadım.Şiir belirli bir özneye yazılmış ve okuyucunun kendisinden bir şey bulabileceği bir şiir değil.
Kişisel görüşüm olduğunu yineleyerek saygılarımla
Aşk Ne Acımasızmış
Aşkın çok tarafı var.
Yaşamak tarafı,
Yaşatmak tarafı.
Aşkın ölüm tarafı vardır yaşarken.
Bir de ölsen de yaşayan tarafı vardır.
Çok zordur aşkı anlamak.
Sevmek yasakken seversin.
Olmaz,
Olmaz derken olmasını istersin.
Ama başka tarafda yasak yokken istemezsin.
Niye kalp insana düşman?
Niye hep zoru seçer?
Mümkünsüzü ister?
Evet kalbi insan taşıyor ya.
İnsan avcundakını istemez, elinin yetmediğine uzanır.
Alamayağını bile-bile.
Yoksa insan kaybetmeyi mi sever?
Yoksa aşk ayrılığı mı sever, kendini ölümsüz kılmak için?
Ben aşkı tanıyamadım qaliba.
Günahı başkalarında ararken,
Cezayı ayrılığa keserken,
Zanlı aşkmış.
Her şeyi kendi yapmış,
Suçu ayrılığa atmış,
MEĞERSE AŞK NE ACIMASIZMIŞ.
Leyla Mövsümova.
güzel akıcı hoş aslıda güzel şiirin.
Çevir çevir oku.. O kadar güzel şiir yani hakikaten..evir çevir oku...
Şiiri ,azeri türkçesinden diliçi çevirisi ile bize okutan Sevgili Emrah Kurul Beyefendiye sonsuz teşekürlerimle ve Değerli Şaire'ye teşekkürlerimle birlikte aynı zamanda nice ilhamlar dileyerek ayrılıyorum şimdilik şiirden.. ama şimdilik...
Türkçenin bir çok şive, lehçe , aksan ve ağızla konuşulması vardır , bilindiği üzere ..Şu an diğer lehçe veya aksanlar hangi enstrümana karşılık düşer diye düşünmem gerekse de mesela şu ikisi için hemen birşeyler söyeyebilirim.. Karadeniz şivesi ne kadar Türkçemizin kemençe'si ise Azerice de o kadar işte Lir 'idir
O yüzden Türkçemizin en lirik şiirlerini sanırım azeri şairlerimiz yazıyor..
Saygılarımla
:))sevgili Naci dost;
şüpheleri sayarım saymasına da,Kemal hocam kesti maaşımı;sayamam!:))hem sayarsam, aramız zaten limoni Emrahcımla,iyice açılır sonracıma...limoni olmasının sebebini soracaksınız şimdi,biliyorum...hemen yanıtlayayım: 'evlat,ben seni seviyorum annem!' deyince ona;bir kızdı,bir kızdı bu lafıma,sormayın gitsin...zaten,kime 'seni seviyorum'desem,dönüp gidiyor arkasını beh:))))) öcü müyüm ben yanim...niye yaparlar bunu bana anlamış değilim!..bu durumda,tutup bir de 'şüphe' sözcüğünü sayamam vallahi!..hem ben unuttum sayı saymayı..buna da sebep,yaşlandıkça küçülmemdir:))))yakında dilsiz bile kalacağım!..işte bu yüzden vasiyetimi yazıp,kilitledim kasama:)))))ne mi dedim vasiyetimde;bunu da yazayım.
'annemin karnına gömün beni,ölünce' dedim...
evlatlarımın insafına kaldı artık,vasiyetimde yazılanlara uyup uymamak!.hayırlısı bakalım...
şiire gelince: anlaşılan Emrahcımın Azerice'si de var...ne güzel...bir dil bir insan,iki dil iki insanmış!..tek dilli olduğumdan dolayı,ikilenemeden ölüp gideceğim;buna yanarım...sevgili Emrahı kıskanmadım dersem,yalan söylemiş olurum.sizin dediğiniz gibi olmalı,işleri büyüttü Emrah...büyütsün tabii,yayınevi de kursun...kitap bastırma sırasına ben de girerim;fantara fastik şiirlerimle..benim, daha çok zamanım var ölmek için:)))))
biliyor musunuz;bazen şu soruyu sorarım kendime:
'neden insanları bu kadar çok seviyorum!'
ama her seferinde,belirgin bir yanıt veremem kendime...çünkü;neden aramıyorum insanları sevmek için...arayanlara da kızıyorum açıkçası...yani şüphe aramadan sevmeli insan insanı!..şüpheyle bakılan sevgilerden bir hayır gelmez valla!..
kutluyorum Emrah'ı...herkese saygılarımla...
Harika şiir.Şüphe ancak bu kadar anlatılır.Şiir dilede güzel.Aslında tamamiyle anlaşılıyor .Çeviri olmasada.Yaşasın gurur yine sen kazandın.Bütün acılara şüpheleri attın.Bir dizeyle meydan okudun.
Ne gözel gündü bu gün meclise dünya gelmiş
Güne benzer, aya tay, ulduza hemta gelmiş
'Sen zamanında meni şübhene satdın,
Mense indi seni qüruruma. '
Bu iki dize insanlık tarihinde pek çok insanın yaşamının gidişatını değiştiren önemli bir duruma işaret ediyor.
Kutlarım.
Bu şiir ile ilgili 52 tane yorum bulunmakta