Zaman eskidikçe
Daha az hatırlıyorum
Hiç bir şey çağrıştırmasa da
Rüzgar adını heceler
Kızıyorum kalbimin bıraktığını
Aklım alınca
Hayat dediğin
Bir kahve telvesi
Neyi anlamlandırabiliyorsan
Sana kalmış gerisi
Gün yorgun dünden kalma
Bir avuç dolusu kırık hatıra
Ağustos sıcaklığı
Cırcır böceklerinin
Neşesini artırırken
Gözlerimde hayalin
Gömleğin dut karası
Gözlerinde kalıp
Ruhumun araka bahçesinde
İki çocuk oyun oynuyor
Biri sen diğeri ben
Oyun bitti derken
Soruyorsun
Gözyaşıyla sen
Aşk sonucu düşünülmeden
Oynanan bir oyun
Birinin canı yanacak ki
Bozulsun oyun
Sihirli değnek değecek kalbine
Uykudan uyanacaksın
Güne başlarken
Martılar bir telaşsız
Denizden firar sokak aralarında
Atılan simide kanıp
Artık bir vapurun
Peşinden yol almıyormuş
Mühürlü sözlerim
Açılmamış bir mektup
Alfabeyi yeni yeni
Öğrenen çocuk
Eğri büğrü yazar ya ismini
Ya sil yada sen yaz
leylak güneşe aşık olmuş
Ve bunu güneşe
Çekincede de olsa
Zar zor söylemiş
Güneş bende
Seni seviyorum demiş
Sensiz bir portakal ağacıyım
Çiçeği dökülmüş
Bir kaçı tutunmuş Ama ekşi
Yüzüm hem sana dönük
Hem senden öte
Kalbim bir tek
Hayat samanlıkta
İğne arar gibi
Doğru olanı ararken
Düştüğün yanlışlarla dolu
Aşk bir doğal afet gibi
Artçıyla gelip geçen
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!