Gençtim…
Ve aşkı tattım
Hayatın ne kadar güzel olduğunu
Seninle anladım
Çiçeklerin kokusunun güzelliğini
Baharı karşılamayı öğrendim senden
Zarif ve nazlı bir ceylan düşün
Avlamak için yarışan insanlar
Fırtınalar kopar bazen
Duyuyor musun
İnsanların çığlıklarını kadere haykırışını
Hayatın dayanılmaz ızdırabını
Acıyla beklemekte insanlar
O boş karanlığı aydınlatacak
Bir tek mum yakılışını
Mavinin ahenginde, gecenin sessizliğinde arıyorum
Sevda tarlasında filizlenen, erişilmesi zor tohumları
Nadasa bıraktığım kalbimde, tırpan seslerine hasretim
Hasat zamanı…
Köhne mekanlarda demlenmeyi tercih ediyorum bu ara
Bugün ne kadar aptal olduğumu
Bir kez daha anladım
Saf duygularımla seni severken
Beni kandırdığına inanamadım
Sen hep oyalayıcı oldun
Ben hep oyalanan
Sevdiceğim;
Günler neden geçmez bilir misin
Gecelerin neden sonu gelmez
Ben öğrenemedim, öğretmediler
Yaktılar, yıktılar bir dal umudu
Geçmişi kuşuna dizdiler
Uzaktır bu şehre bu şehrin insanları
Kimse bilmez arkasında ne bıraktığını
Giderler bir daha geri dönmemek üzere
Ne aşk kalır geride ne sevgi ne sevda
Çünkü gidiş yokuş aşağıdır
Ve
Koydun beni bir garip meçhule
Estin deli bir rüzgar gibi
Nasıl sevmem ben senin gibisini
Aklımı başımdan alan sevgili
Ne yaparsan yap seveceğim ben seni
Dokunmak isterken hayata ellerimle
Ellerimin kırıldığını hissettim
Can vermek isterken saksıdaki çiçeğe
Su vermediğim zaman soluşunu izledim
Sevgimle beslerken o büyük aşkımı
İlk büyük kavgada bitmesini bekledim
Gözlerine ilk baktığımda anladım
Senin ömrümün yarısı olacağını
Ömrümün yarısını diyorum
Çünkü ilk yarısı o an bitti
Yaşanmış tüm anılar silindi
Göz yaşlarımın izleri kayboldu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!