İnsan arayışındayız, en zor işe talip olmuşuz meğer… Her uğrakta kayaya tosluyoruz. İnsanlığın düşmanı olduğundan hiç kuşkusu olmayan insanlar, o sisteme karşı dururlar…
Sistemden zarar görmeyen çok az insan kaldı. Genel çoğunluk şikayetçi. Şikayetçi olmayan büyük bir kesim ise, görünen şartlarda, o sistemin değiştirilmesini imkansız gördüğü için,
yani çaresizlikten sisteme boyun eğmeyi yeğleyenler…
Konumuz sistemi değerlendirmek olmayacak. Yıllarımızı bu değerlendirmelerle geçirdik.
Hastalığı teşhis etmek ne kadar önemliyse tedavi etmek de o kadar önemli. Tedavi yapılmayacaksa doğru teşhis etmenin ne yararı var?
Doktorumuz bize kanser teşhisi koyacak ve sigarayı yasaklayacak ama biz gene sigara içmeye devam edeceğiz. Suç şimdi sigaradaki zehirde mi? Yoksa sigarayı üretende mi?
Alkış üstüne alkışın ürünü
Yanlış üstüne yanlış!
Başbakan Göktürk-2’yi
ODTÜ’ den fırlatmış
Sonucu biliyordu demek ki
5000 bin polis hazırlatmış
Bu gün cumartesi, yani hafta sonu, hava güzel, kendini Alsancak’a, kordon boyuna ve Kıbrıs şehitleri caddesine atanların sayısı çok. Birde dershanelerden boşalan öğrenciler olunca
duraklar ıklım tıklım dolu… Otobüs yaklaşır yaklaşmaz kapı tıkanıyor, birbirini ezerek otobüs doluyor… Hayatı boyunca, hak istemeyi bilmemiş, şükürcü bir toplumda, olanla yetinmeye ve gönüllü balık istifçilik yapanlar çok. Bu, şoför olabileceği gibi, yolculardan da çok çıkıyor.
İşte bu gün de otobüs doldu, ama, dışarıda bir hayli insan kuyrukta… Şoför bağırmaya başladı. İlerleyin… ilerleyin… orta taraflar biraz daha… Vıcık vıcık ter kokusundan kurtulmak için bir an önce durağına gelip inmek isteyenler çatlayacak durumda…
Nihayet biri çıktı ve beklenmeyen bir şekilde tepki gösterdi… Tavuk mu taşıyosun be…?
Her zaman, bir bir işaret ederek istifçilik yapanlar çıkardı… Bu gün beklenmeyen bu tepki
karşısında yolcularda bir suskunluk oldu. Şoför hemen kendini savunurcasına, herkes evine gidecek… Görmüyor musun kapıda bekleyenleri… Sen bindinse binemeyenler var…
İlkokulda öğrenciydim
O benim öğretmenimdi,
Eli sopalı biriydi,
Onu hiç sevemedim,
Çünkü korkuttu beni.
Gemiler deyince Tuzla geliyor aklıma
Tersanede çalışan işçiler ve ölümler
Gemiler deyince filolar geliyor aklıma
Alın terini tanımayan, filo sahibi bebeler
Kot sıfır, deniz seviyesi,
Gelinliğini giymiş mevsimin
Üstüne düşmüş gölgesi,
Ayakları gömülen generalin…
Rengin güzelliği üstünde,
Atılan her adımın çıkardığı
Bu mevsimde hangi ülkede var
Şu pırıl pırıl, ılık güneşli hava
Kötüsünü görmeyince kıymetini bilmiyorlar
Doksan derece bükülmüşler Avrupa’ya
Bize havayı zehir ediyorlar.
Bizim işler hep tersine,
Bu nedenle başvurulur ithale
Gel teskere! Gel teskere! ...
Bugün yarın teskere gelecek,
Bizim memet Lübnan’a gidecek.
eğitim bir silahtır, hedef aydınlık,
öğretmen namludur, görevi kılavuzluk,
öğrencinin, görevi hedefe ulaşmak,
çekirdekle namlu, ne kadar uyumlu,
o kadar kolay olur hedefi vurmak.
‘’Yolunuz açık olsun güneşe,
Bölgenizde barış meleği seçildiniz dostum!
Güveniyoruz size!
Sana, onu müjdelemek için koştum! ’’
Ruhumuz uçuşur güzel sözlere



-
Hasan Ateş
Tüm YorumlarSevdiğimiz bir abimiz kendisi. Bir grupta yayınladığı şiiriyle tanıdım kendisini. Mizahı kullanır şiirlerinde, bununla birlikte duygusal şiirleri de yok değildir. Popüler şiirleri de var, güzel tabi. Ayriyeten grup da kurdu sağolsun, ne de olsa mizah seviyoruz.