Ülkeden önce sahipler geliyor
Kanundan önce kararnameler
Karanlıkta böyle grafik çiziliyor
Gidilen yolda kararlılık dediler
Belki XIV. Louis’ten öncedir
Demedik mi
borç arttıkça ülke büyür diye
22 yılda yapılan borcun,
üç yılda yarısını yapmış AKP
büyümeye bakın beyler büyümeye
böyle bir başarıya aferin dedi şef, IMF
Tatlıses seçilseydi meclise
Tavandan çiğ köfte sarkardı
Alkışlanırdı memnuniyetle
Ekabir takımına çok yakışırdı.
Kendiyle adı çelişen biri girdi
Kimliklerinden kuşku duyuyorlar
Bu yüzden cinayetten önce
Bayrak önünde poz veriyorlar
’’Kan konuşmaz! ’’ deyince
Bayrak konuştu, resimlerden
Katledildi bilgi ve bilimde
Duraklarda tabelalar mostralık,
Pazarda manavda,
Tezgahın önündeki mostralık meyveler gibi...
Yolcu ‘müsait bi yerde’ der,
Şoför hemen indirir.
Yolcuya göre, söyleyiş tarzı değişir.
Elmanın içindeki şeker gibi
Olmalı dediler siyaset şiirde
O kadar çok elma yedik ki
Göbekler uzadı önümüzde,
Bir türlü öğrenemedik siyaseti.
Ağzı yırtıldı bre…
Yazık be spikere
Malta’ya bir gol attık
Tahrip gücü yüksek
Mayın patladı sandık.
Eğitim özel, sağlık özel, yol özel,
Ülkeyi idare etmek; ah! Ne güzel.
Ödenen vergiler, silaha yeterli.
Gücümüz, sıkılan kurşuna bedel.
‘Bir insan ne kadar çok taşlanırsa
O kadar çok olurmuş heykeli’
Her heykel görüşümde hatırlatır
bu Alman atasözü bana
Alman şair Heine’yi
Ne çok kutlayan var Cumhuriyeti
Kısırlaştırılmış olduğu için mi?
Üretim adına ne kaldı ülkede
Kutladık sarayda hadım ağası gibi
Kutladık ‘’Yürekten’’ Cumhuriyeti.
Memnun, mutlu padişahlar heyeti.
Sevdiğimiz bir abimiz kendisi. Bir grupta yayınladığı şiiriyle tanıdım kendisini. Mizahı kullanır şiirlerinde, bununla birlikte duygusal şiirleri de yok değildir. Popüler şiirleri de var, güzel tabi. Ayriyeten grup da kurdu sağolsun, ne de olsa mizah seviyoruz.