Ülkeyi ele geçiren öfke ile
Ülkeyi ele geçiren korku
Cephe aldı birbirine…
parladı silah tüccarlarının gözü.
Körükle gitti kalabalık üstüne
Çalışırken elektrikler kesiliverdi
Saksı gibi kalıverdim orta yerde
Gömülmeye hazırlanmışım sanki
Mezarcıya benziyor elektrikler de.
Bir gün çekince fişi
Çayhanede, çay istiyorlar sanki
Sıradan askeri darbe söylentileri
Resmi kaynaklardan, e-muhtıra
Siyasi partiler oluyor tetikçileri
İşte böyle! Bizde demokrasi…
Darbeler sivil, haki siyasetin rengi.
Bu seçimlerde siyah oje kaldırıldı, diğer seçimlerden sonra darısı diğer renklerin başına…
Şimdi ilklere imza atmaya ayarlanmış, ve paranın ruhuyla duyarlanmış, ekip olarak diyoruz ki!
Artık tanrının sesi bile tek mikrofondan üflendiğine göre, yeminler de tek mikrofondan yapılmalıdır.
Şunu iyi bilin ki, ben kendi derim içinde en güçlü kişiyim… Masumum ve telefim, kendi üzerime yemin ederim ki, derimin içinde benden başka güçlü birini tanımam, (gebe olanlara bu yemin yaptırılmasın, tabi seçilip de güçlüye gebe kalmayan varsa… Analar alınmasın, onların derileri içindeki diğerleri onlardan güçlü değildir, onların bakımına muhtaçtır.) Derimin dışındakiler için yemin ederim ki, onlara namusumdan ve şerefimden taviz vererek ayrıcalık tanı(ma) yacağım. Kendi aralarında hepsini, güçleri ve paraları ve bana verdikleri destekleri oranında eşit sayacağım. Bu günden itibaren bir koyup on alacağım. Ustalık devrimin verdiği güçle az yolunup çok yolacağım. Ticaretin kurallarına, grafiği yükselen bir eğri ile devam ederek, ileri demokrasiyi, grafiğin tepesine bayrak gibi oturtacağım ve de oturtacağım. Ey cücelerin cücesi, liberal ve ileri demokrasi, ey beni gebe bırakanların hepsi, sizlere hizmeti borç bildiğimiz için yapıyoruz bu yemini. Borçlu olmadıklarımız alkışlasın diye bizi.
Sizlere olan sadakatimiz, tam ve sarsılmazdır. Sadece sadakatle davranmayanlardır hedefimiz…
Tanrı, kötü adamın iyinin lokmasını elinden almasına kızmaz… ama iyinin lokması için mücadelesini de kabul etmez… Allah bizi yolundan ayırmasın…
Beyini geliştiren oyun değil mi?
İnsanlar günden güne rabotlaşıyor.
Rabotlar oyun ister mi?
artık bir düğmeye bakıyor.
Hayvanlar çok da severler oyunu
Filistin’de insanlık dramı,
Irak’ta insanlık dramı,
Güney doğuyu sorarsan,
s./kinden asarlar adamı.
Deniz kenarında yaşamak varken,
Asitli böbreğimde yatarsın.
Güveler yemiş gibi, delik deşik gövden,
Sen altın mı olacaksın, ben kıvranırken?
Allahım ne kadar da aptalsın.
Necip Fazıl’a bir gönül borcu… ölüm yıldönümünde.
-Anılardan bir parça-
dünyanın sarsıldığı yıllardı
‘’Uzaktan davulun sesi hoş gelir’’
Hoş olsun diye hükümet programı
Önce Amerika’dan seslendirilir
Yeşil yemle kapana sokar kuzuları.
Ne atılımlar yaptık, ardı gelmedi
Devlet dediğin deniz
Biz onun feneriyiz
Aydınlıktır yolumuz
Denizden kazancımız
Denizden kazancımız.
Sevdiğimiz bir abimiz kendisi. Bir grupta yayınladığı şiiriyle tanıdım kendisini. Mizahı kullanır şiirlerinde, bununla birlikte duygusal şiirleri de yok değildir. Popüler şiirleri de var, güzel tabi. Ayriyeten grup da kurdu sağolsun, ne de olsa mizah seviyoruz.