Halk; cahilmiş,keçiymiş, koyunmuş…
Bırak kardeşim şimdi keçiyi koyunu
Görmedin mi bir gecede nasıl bozdu
Kırk yıllık oyunu?
Bak yaşın kaça geldi,
Ne diye hâlâ dünya peşindesin?
Vazgeç şu tul-i emelden,
Allah için ne yaptın onu söyle,
Ne haber güzel amelden?
Kahve gözlerini sevdiğim dilber!
Özledim haber yolla ayda yılda,
Garip bülbülüm sensiz ötmez dalda,
Özledim, haber yolla ayda yılda.
Kirpiklerin ok, o kaşların yaydır,
Kahverengi yağıyor gökten yağmur
Birikiyor gözlerinde
Renk oluyor.
Hatırlatıyor hatırı
Aşkı dostluğu…
Kömür gözlüm,aylarca görmediğim
Gül yüzünü ben görmeye geldim.
Hayli zamandır aşkla örmediğim
Samur saçlarını örmeye geldim.
Hiç gördün mü sen benim güldüğümü
Bu âlemin en derûnî özüdür insan
Yaratılanın en şerefli yüzüdür insan.
Tırmalanıyor vahşice bu en şerefli yüz
Parçalıyor en deruni özü maskeli bir öz.
Bir kapı açmak
İstiyorum gökyüzüne
Geçmek istiyorum oradan
Evrenin öbür yüzüne.
Hani sen bana küstün ya!
Şimdi kimse selam vermiyor bana
Kimse konuşmuyor benimle.
Eskiden sohbet ederdik bir çay içimi,
Denize döküyorum ben şimdi içimi.
“Hiç haram lokma yemedim “diyor bazıları
Eğer haram lokma geçmeseydi boğazından,
Oluk oluk lağam fışkırır mıydı ağzından?
An gibi gelip geçti aylar,yıllar!
Açmadı şu gönlümün gonca gülü.
Ömrüm bitti;fakat bitmedi yollar,
Yolda bıraktım bensiz kalan gönlü.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!