Öyle mi böyle mi?
Bir şarkıcı,
Bir sinemacı,
Bir tiyatrocu
Soyununca sanat,
Bir kadın Allah için
Sen küçücük bir sanat kırıntısı arar da
Bakarsın uzun uzun bir eşek heykeline.
Beni en gerçek sanatçının aşkı sarar da
Bakarım hayran hayran onun mahir eline.
Sarıkamış dağlarına doksan bin can düştü
Yüreğimize hazin hazin bir hicran düştü.
Savaşırken vatan için karla kar altında,
Ufuklara yüceden beyaz bir ferman düştü.
Özgür değilsiniz; ipiniz efendinizin elinde,
"Tanrı"der de Allah'ın adı yoktur dilinizde.
Ağzınızdan salya akar da dolaşırsınız çöllerde,
Saldırırsınız,koyun sürüsü zanneder de bizi.
Çöllerdedir hâlâ peygamberimizin ayak izi,
Kırk yıdır
Yüreğimin yanardağından fışkıran volkanlara
Sabır bendiyle engel oldum.
Eğer bu bent bir patlarsa
Ejderhalar çıksa bu lavların önüne
Gökyüzü gibidir benim gönlüm
Bazen bol güneşli
Bazen az bulutlu
Bazen çok bulutlu
Bazen bulutsuz
Pek çok sıkıntı ve dertlerin durağı insandır.
Gelse de sıkıntılar akın akın koca koca;
Sıkıntı ve dertlerin sonu mutlaka âsandır.
Dayan, sabır silahını kullan ey Mehmet Hoca!
Hiç bitmeyecek gibiydi; ama
Geçip gitti işte güzelim yaz.
Sonbahar da geçer bu gidişle
Ve başlar yakında kar,kış,ayaz.
Düşünce yapraklar birer birer,
Ne ekmek parası
Ne elektrik ne su faturası
Ne de haksızlık…
Ateş böceği gibi
Sarınayım sırtıma gündüz,güneşi




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!