Düzünde lale biter,koyaklarında nergis
Vatanım,senin soğuk billur sularından içtim
Torosların yücesinde daima bulut ve sis
Annemin ekin biçtiği tarlalardan geçtim.
Çaprazdan ateşe tutsanız da sağdan soldan,
Saldırsanız bile aynı anda yedi koldan,
Sürünür de yürürüm düşsem ayaktan elden,
Başımı kesseniz dönmem hak bildiğim yoldan.
Fark etmez,ister kışın ister yazın
Ölürsem mezarımı derin kazın
Bir gül dikin mezarımın başına
Mezar taşıma hiç gülmedi yazın.
O gül benim gülmediğimi bilsin
Denizin kıyısına kazın mezarımı;
Çünkü ben denizin emzirdiği çocuğum.
Ilık deniz rüzgârı almalıyım,
Yoksa huzur içinde uyuyamam.
Girince kabre ne güneşim kalır
Düşme kimliği belirsiz insanın ardına
Seni nasıl bir yola sokacağı bilinmez.
Hasret bırakır seni bayrağına, yurduna,
Kalbindeki kara,kırk yıl yıkasan silinmez.
Kim demiş ben yalnızım,
İnan ben yalnız değilim…
Yalnızlık benim uzatmalı sevgilim.
Giderse yalnızlığım benim hürriyetim;
Ben gidersem yalnızlığım yetim…
Yalnızlığım,ne rüzgâr ne kar,ne tipidir;
Tam aksine
Beni rüzgârdan,tipiden,kardan
Radyasyondan
Ve negatif insanlardan
Koruyan zırh gibidir….
Görür müyüm bir gün yüzümün güldüğünü?
Ölürsem demen yalnızlığıma öldüğümü.
Geldi nihayet sonbahar havalar pek serin,
Düşünmesin yalnızlığım yokluğumda derin.
Çisil çisil yağar tatlı bir yağmur
Yağmazsa ne ışık olur ne de nur
Altının olsa bir çuval dolusu
Neye yarar yoksa bir damla su?
Yağarsa,açar çiçekler,uçar böcekler
Varsa cebinde parası
Yanıyorsa çatır çatır sobası,
Yağarken yağmur,
Romantiktir onun dünyası…
Yoksa cebinde parası,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!