Kalabalık bir şehrin, ortasında ben yalnız,
Varlığımdan bihaber, insan denen müstesna…
Ne günümde güneş var, ne de gecemde yıldız,
Belki de şahsiyetim, sadece bir istisna…
Bazen sessiz sedasız, sokaklarda yürürken,
Bir güneş batışında bıraktın ellerimi,
Karanlık yaklaştıkça sen uzaklaşıyordun,
Akşam kızıllığına gömdüm hayallerimi,
İçimdeki enkazda sen hala yaşıyordun…
Issızım, sessizim, kalabalıkta,
Kullar arasında, ben hep yalnızım…
Yaşadığım hayat, benden uzakta,
Yıllar arasında, ben hep yalnızım…
Yalnızlık dünyaya, benimle gelmiş,
Terk etti sevenim terk etti dostum
Ağzı olan konuştukça ben sustum
Daha bu gençlikte hayata küstüm
Derdimle baş başa yalnızım şimdi
Issız bir dünyam var sanki cehennem
Acılar başımda gitmek bilmezken
Mutlu günlerimi andım arkadaş
Güllerim solarken yüzüm gülmezken
Mecnunlar misali yandım arkadaş
Günahım nedir ki çekerim çile
Sevda darbesini yedi ansızın
Şimdi sevdiğinden aralı gönül
Oyununa geldi bir insafsızın
Yaslara bürünmüş karalı gönül
Artık sevdalara hiç duymuyor haz
Eğer bu sevdadan zararın varsa
Sanma bundan ben kar etmeyeceğim
Ayrılıktan yana kararın varsa
Karşı koyup ta zor etmeyeceğim
Sen sevmesen de seveceğim yine
Bu gece bambaşka, duygulardayım,
sen geldin aklıma, kanadı yaram.
delik deşik olmuş, uykulardayım,
seni düşüncemden, nasıl çıkaram...
bencileyin sevdalıyım mestine,
Hasretim gökyüzüne, özledim mavileri,
Buraya kadar mıydı, içime sığmayan aşk…
Kapkaranlık hücreme, düşer yârin hayali,
Geceye mi gizlendi, güneşle doğmayan aşk…
Gün sayar, geceleri sabahlara eklerim,
Bende bir insanım elbet
Mutlu olup güleceğim
Gönlüm sevgiden ibaret
Yaşadıkça seveceğim
Hakk’ın buyruğu sözüdür
Hocam elinize,yüreğinize sağlık. Çok güzel mısralar yazmışınız. Yeni çalışmalar bekliyoruz.