Eşsiz melek gibiydin,
Lal ettiniz bizleri
Ateşlere saldınız,
Bu hasta günülleri
Bülbül sesine aşık,
Yanıyor derinden, gönül,
Rüzgarla savrulur küller.
Her seher andım adını,
Kendi içimde, sessizce...
Lafla söylemek kolay,
Hani kurbağa ineğe benzemek ister
bu kada büyük cüse ne
onun gibi bende büyük görünsem
sonra aklı başına gelınce
kendi kendine
ona benzemek istersemde
Anlamadığımız şekilde
Farklı gölgeler perdeledı
gözlerimizi
Sis ve dumanla kapandı önümüz
Yalnızım,yalnızlıktan öte
sinmşim yalnızlığımın issıs köşelerine
Zaman geçti, unutulur sanılır her şey,
Oysa bir an bile silinmez izler.
Ne saniyeler teselli eder,
Ne de yıllar söndürebilir bu yangını.
Hayal kurmak için bile engel varken,
Mahşer gibi bir kalabalık,
Farklı envaiden yüzler
Herkes güler, ben susarım,
Yandım, yıkıldım kendimce
Bir gülüş bile ağır gelir,
Hatırallar eskisi gibi değil
Belirli,belirsiz bir duman yükseliyor
Göz gözü görmüyor.
Görüntü artık sisin altında
Görülmüyor.
Halu ahvalım perişan
Söylemeye ne hacet
Uğruna öldüğüm
Belki şimdi eğlencede
Döğünlerde oynamadadır
Nerde bilecek ben kimim
Sekiz Eylül gerçekten kara bir gün
Katledilen tüm yaşıtları gibi
O daha küçük bebek
okuyacaktı
Oyunlar oynayacaktı
Gezecektı arkadaşlariyle
Biliyorum benim yaram derinde
Ağrıyan yer neresi bilmiyorum
Hissediyorum iliklerime kadar
Dermanı olmayan yaram derinde
19.12.2023
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!