Gemi limana çoktan geldi
Rıhtıma yanaştı
Yolcularını indirdi
Artık geçen sonbaharları
Hatırlama vaktı geldi
Ey yolcu ne diye hatıralarla
Koşarak yanına gidiyordum
mahcup ve çekingen bir şekilde
Ne kısa,ne uzun ceylan gözlü bir melek
Her gün farklı şekilde görünüyordu gözümde
Huriye benziyordu.
cesaretimi topladım gittim yanına
Dünyaya bakarsak her şey farklı
kimi kisa,kimi hasta kimi gül
kiminin yüzünden irin akıyor
Kimisi özenle seçilmiş gibi
Kimine bakmasın için gidiyor.
Dünyanın en güzel kokusu,
Geceyi aydınlatan ay,
Gündüzü parlatan lamba,
Gönlümü pervaneye çeviren
Dünyanın en güzel huylusunun adı: senin adın
Hıçkırıklarımı artık içimde
hapsedeceğım,
Vede derin acılarımı
Her yanımı saran hayalerinle yaşayacağım
Bir gün uzak olacaksın
Artık masal kahramanı olacaksın
Sen dürüst kal,
Hakketmediğini alma.
Doğru olmak için uğraş.
Anladığını biliyorum
Bilmez miyim,?
Servete sarıldın, mala doymadan
Bir nefeslik ömrü hayra yormadan
Kabrin kapısında durup sormadan
Hazırlık yapmadan gidiyorsun sen
Nice kez geçtiğin bir garip mezar
Bir ağırlık var gökte,
Bir çığlık asılı kaldı sabahın ortasında.
Diller sustu, gözler yutkundu
Ve yeryüzü…
İçine çektı mazlumun feryadını.
Otururken kalkarken
Uyurken
Anlatırken
Yürürken,konuşurken
Her saniye,her dakika
Her sabah ve her akşam
Düşünceler içinde yorgun kalmişim
Neredeyse boğulmak üzereyim
Biliyorum çıkmaz yol oduğunu
Görmeyeli ne yapiyor
Ne yer ,ne içer,nerededir
Düşünmekten bitkin durumdayım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!