Tatlı bir uykuya dalar gibi
ilk kucağa
o ilk güvene başını dayayıp
ağzında meme suyu
göbekten sonra ilk nimet üstüne
yeminlerle doldurup karnını
Burdasın şimdi
yan odada
uyuyakalmışsın
uzun ve yorucu bir günden sonra
kahven hazır
birazdan uyandıracak seni çocuklar
Bir yol var mıdır
kendimizi kaybedebileceğimiz
hiçbir şeyi hatırlayamayacağımız
hiçbir yerimizin acımayacağı bir yer
Gidebilir miyiz gidebileceğimizin daha uzağına
Karşımda durunca
gözlerimin değmediği bir yer o an karşım
sesin olur
belki duymadığım kadar
duyamadığım
ellerinde o pembecik dokunmalar varken
İki gölge daha eksildi
güneşin payından
zerreden az
evrenden fazla kaldım
Mühimya vatanın dölünmezliği.
Yerine döner mi bir daha
nasıl sükun eder kalbim
karnımın üstünde bir ateş
nasıl da titriyor düşüncelerim
ya gelmesen
nasıl olabilirim eskisi gibi
Şair
“Kelepçelenmeden aşklar
terk etmeli bu kenti”
diyor
“Bulutlar
yağmurlar kısılmalı”
Yüzüne uymayan bir hüzündesin yine
ellerin açılabildiğine semada
kah kızıyor
kah sabrediyorsun
ve akla ziyan
ikisinin arasında
Akşamlardan bir dakika
geceden bir sarılış
yağmurdan bir damla
bir dokunuş
bir kokun
bir bakışın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!