Sana ilk mektubum bu.
Hoş geldin.
İçimdeki çocuğun ülkesini keşfetmişçesine -özenle- hoş geldin.
Zamanın dost olduğu bir zamansın sen.
İlk doğum sancım anında, acı çekerek, beni yaşatacak ilk havayı solar gibi, hoş geldin.
Her gidişinde yağan yağmur, İstanbul’da gelişine yağıyor bu sefer.
Şimdi ne güzelsindir
ne felakettir şimdi sana sarılmak
o asırlık dokunuşlarına sarılmak
ne efsaneymiştir şimdi
Hani o binlerce roman bakmalarına dalsaydım bir kaç anlık
Gidişinden sonrayım yine
rezil olmuşum
sefil olmuşuz
O öldürgen gitmeyemeyişin yine
sürüp götürüyor seni buralarımdan
Pembe yüzgeçlerimle
uçuyor sansam kendimi
balık olduğumu farketsem de
seninle aynı denizde
Beyaz kanatlarımla
Seninle her anı seviyorum
say ki yanındayım
damlaya damlaya göl olmamış yastığın
say ki kurusundayız hayatın
sırtında serin boşluklar kapanmış
için dinmiş
Şiirler dolusu şiir yazmak
sana
eller dolusu dokunmak
sevgiler dolusu aşkmak
Sana yazmak
Söyle şimdi
ne yazayım
o ki yoksun
bundan başka ne yazılır
olacağın elbet
ama şimdi yokluğun
yüzülebilinir
yükselebilinir yüzülen suda
ama
kendinle birlikte yükseltmek suyu!
o ayrı bir hüner.
işte o,
Su nasıl deniz olur
nasıl okyanus
uzayda bir damla su
sende olmak
uzayda su gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!