başında kalıyordun hani,
sonunda gidiyorsun demek...
ömrün gidiyor demenin dolaylı yoldan bir anlatımıdır bu,
bunu direk yüzüme söylemek...
gidiyorsun ya,
şimdi hangi yabancı duyguyu Türkçe'ye çevirsem,
ben anlatırım,
annem dinler...
sabırla dinler beni,
vakarla dinler...
gözlerindeki yağmurla,
saçlarındaki karla dinler...
ne zaman bir mekanda otursam,
hayalin hep yan masada...
sırtım terliyor oturur oturmaz,
gözlerim kamaşıyor.
güneş vurmasa da,
ışık yanmasa da!..
yağmur var,
sen yoksun...
yağmur sonrası,
sanmam ki toprak koksun...
hüzün kokar muhtemelen,
özlem kokar,
yalnızlık diyorum,
birinin nefes alış verişini değil de,
duvardaki saatin tıkırtısını duymaktır...
yalnızlık diyorum,
ritmik bir şekilde,
halıdaki desenleri saymaktır...
veresiye satanlar gibi oturuyorum evde,
kafam iki elim arasında...
endişe öne geçiyor bir şeyleri beklerken,
özlem kaynak yapıyor düşünme sırasında!..
ne el ediyorum kimseye,
ne ses ediyorum...
Sen gelince yıkılıyor buralar,
Yeni baştan biçimleniyor…
Kaldırımlar yeniden düzenleniyor,
Parklar yeniden çimleniyor…
Yeni yol,
Yeni ışık,
yarın,
herkes bir çiçek getirsin çocuklar,
memlekete baharı getireceğiz!...
Meriç'ten su getirin,
Mezopotamya'dan toprak...
rengarenk olsun memleket.
yüzün gülse,
kendime geliyorum...
yüzün asılsa,
kendimden geçiyorum...
göz kırpsan,
yükseliyorum...
yaşamak kaçında başlar anne,
ben kaç oldum?..
daha hangi görevleri tamamlamam gerekiyor?
paşa oldum,
aslan oldum,
koç oldum...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!