daha şimdi aklımdan geçtin,
fazla uzaklaşmış olamazsın...
yol yakınken,
geri dön hadi,
geri dön!..
bu saatte,
her akşam,
ıssız bir odaya düşerim ben...
sigaramı,
çakmağımı,
çayımı alırım yanıma...
düşerken hevesim kırılır,
şehla bir bakış attın,
kollarımı iki yana devirdin...
aklımı başımdan aldın,
beni çılgına çevirdin...
gördüğüme çok sevindim sevgilim,
iyi ki geldin!..
ekmeğin tadıdır kadın,
çorbanın tuzudur...
bazı çoban çeşmesidir,
bazı kutup yıldızıdır...
pusu bilmez,
hile bilmez!..
Mahmut Turan
küllerinden doğdu,
uçlarda yaşıyor!..
Terk Dili ve Edebiyatı mezunu,
zor şartlar altında çalışıyor!..
boyu bir kafayı yedi,
şu kaşımdaki yırtık,
ben çocukken düştüm...
şu elimdeki buruşukluk,
yanık izi...
şu boynumdaki siyahlık,
doğum lekesi...
DİPsiz bir kuyu sandım kendimi,
attıkça attım içime!..
(DİPnot:
ben zaten kendimi hep bir bok sanırım!..)
meğer dibim yokmuş benim,
şurama kadar geldi attıklarım!..
ah şu vakitli vakitsiz dalıp gitmeler yok mu,
ah şu yerli yersiz gelen kalpsel ağrılar?..
ben ne kadar inkar etmeye kalksam da,
onlar oturur seni unutmadığımı doğrular!..
peki şu boynumdaki günaha ne demeli,
peki şu kaşımdaki ize?..
eskiden diyorum,
o neydi?..
hayırlara vesileydi kandiller,
sevdiğimize mesaj atmak için bir bahaneydi!..
büyüklerin ellerinden yükselirdi dualar,
küçüklerin gözlerinden...
iyi bir kar yağsındı keşke,
bütün kara parçaları beyaza bürünsündü!
kuşlar beyaz uçsundu,
ağaçlar beyaz görünsündü!
iyi bir kar yağsındı keşke,
bahara kadar erimesindi!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!