Gecenin kör karanlığında
Şarabımı yudumluyorum gölge oyununda
Yıldızlar dans ederken
Dertleşiyorum ayla
Oynuyorum kelimelerle
Elimde kağıt kalem
Şikayatim olmuştur
Zamanın yetmezliğine
kocaman sonsuzlukta
Kaldığım boşluklar
Aşklar kalsın istedim yürekte
Anlamını yitirsede duygular
Elbet güleceğim bir gün güneşe
Güneş yakacak içimi
Ay çiceği gibi düşecek boynum
Solacak cevahirim
Kaç zaman oldu
Sabahı karşılıyalı...
Günün ağarmasını bekliyorum
Sabahın ilk ışıklarını seviyorum
Karanlığı yavaş yavaş...
Aydınlıtmasını...
Önüm de kocaman bir körfez
Demir atmış tekneler
Bankta kucak kucağa sevgililer
Yerde birikmiş çekirdek kabukları
Kaldırımlar ıslanmış tükürükler den
Gövdesinden kopan her ağaç
Soğuğu bekler
Güneş ateşe hazırlar
Başı dönerse rüzğarın
Duman güzele gider
Gözün yanar
İpucu vermeyen ayrılıklar bıraktın
İçimde inleyen bir keman
Dilimde çatlak bir kaval
Sana türküler söylüyordu
İzmitin tüm sokakları arınıyordu gözlerimde
Adımlarımda acemi bir telaş
Çizme,boyama hayallerimi
Kafa yap
Kol çiz
Ayak yapma
İnsan ol
Yıl bin dokuzyüz seksen
Yürüdükce ayrılıyor yollarımız
Ne zaman gece çökse
Saklandığı delikten çıkıyor
Kentte ki yalnızlığım
Başları önün de insanlar geçiyor yanımdan
Gök yüzüne bak
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!