Gözyaşıyla abdest alabilir mi aşıklar araştırıyor
Kağıt gemilerinin hepsi karaya oturdu
Mavinin hayalini kuruyor
Doyasıya kavga etmeyi ,
Kahverengi sıralarda çürürken dirseği kalemin toparlak ucunu ısırmayı özlüyor
Kara kedi görünce saçını çekip tükürüyor
Her yağmurda pencerelerde arap kızını arıyor
Tek zevki şiirler okuyarak birde türkü söyleyerek yürümek karanlıkta
Aşkın sonsuz olduğunu düşünüyor
Belanın demir,kendinin mıknatıs olduğuna 11 yaşındayken kanaat getirdi
Kendini çok şansız hissetse de hayır ...
salkım salkım düşerim gece
koynuna bütün küfürlerin
Ağzı bozuk şiirler yollarım
anlamını silerim zihnimden türkülerin
Adın dyulunca sehpada sultanlar asılır,
Eyyüb'ün sabrı tükenir,
Fatih İstanbul dan
İstanbul Üsküdar dan
Üsküdar Kızkulesinden utanır
Cemal Safi şiir yazmaz bir daha
Adını söylediğim her köşe başında binlerce kalem darbesiyle vurulur aşk.
Ne zor adını söylemek! Adını söylediğim kentlerde deprem
Adını yazdığım sayfalarda kan
Ne zor adını söylemek, ne meşakkatli, adını yazmak ne tehlikeli…
Adının olduğu yerde tutulur dilim, yüz çeviren güneşlere hasret kalır gönlüm, ay terki diyar eyler gökyüzünü.
Adını söyleyince anlamını yitirir yüreği kırık papatyalar, menekşeler güzelliğini, güller kokusunu kaybeder.
Ülkemin doğusunda birazda güneyinde benim memleketim
Kendine küsmüş bir şehir
Felaketlerde dahil adı pek duyulmamış
Gidenlerin bile yol üstü uğradıkları
Kahrını dudaklarıyla çiğneyerek gülümseyen kent,
Ve şimdi “sesimi duyan varmı?”çığlıkları kadar ürpertici duruşunla
Sevmek seni sevmek
Hayıflanırken kalbim yokluğuna
Aklımla olmaz demek
Yitirmek bir bakışında bütün cesaretleri
Söylerken adını,tükenmesi nefesin
Sevmek ah seni sevmek
Okşadı yüreğimi Ebu cehil merhametince,
Ve"Benim için ölürmüsün " dedi,
Oysa ölünecek ne varsa çok ölmüştüm daha önce...
İçimdeki cesedin kokusunu duysaydı , kör olurdu zalimliği
Benim yüzümde çarmıha gerilmiş İsa sakinliği...
Hazır değil savrulan ömür umudun hasadına
Elim yüzüm telefon sesinde
Oysa yanacak yeri kalmamış olmamışlık zamanlarımın
Sonbahardı dökülmeliydi yapraklar
Düşünme sen,
Benim hala asil bir yalnızlığım var
Hiç düşünmem özlemem kimseleri
Sana bakınca gözlerimin buğulanışı,
eski bir alışkanlık belki
bir kağıt bir kalem yeter her şeyi anlatmaya
bir çift gözden ziyade bir yürek gerek anlamaya
yani yazılabilir her şey, anlayacak bir yürek uğruna
ve ben yazdım güzelliğine denk kaç edebi sanat varsa
hepsini kullanarak, herkesten öte bilhassa seni sana anlatmaya
oysa senin çatallı fikrin takılmıştı virgülün kırıklığına,noktanın donukluğuna
bir kağıt bir kalem yeter her şeyi anlatmaya
bir çift gözden ziyade bir yürek gerek anlamaya
yani yazılabilir her şey, anlayacak bir yürek uğruna



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!