Oy'un içinde oyun var, dik durmayan, eğer boyun
Dinle beni ey uşaklar, sürünüzde çoktur koyun
Bölündüler iki dala, kim kiminle gider yolda
Menfaatler ayrışınca, çatışanlar aynı kolda
Gözleri kararan açar ağzını
Söylenen sözlerin sonu gelmiyor
Körüğe asılan verir gazını
Harlanan ateşle oyun oynuyor
Taraflar saf olmuş nefretle bakar
Gönlümdeki duygular, sıralanıp gelirken
Anlatmaya yetmiyor, dil tutulup kalırken
Sanmayın ki çaresiz, gözler kelam ederken
Bakıp görüp anlayan, o yüreğin var mıki?
Bırakıpda giderken, bakmıyorsun arkaya
Köyden çıkmış, ayağında var çarık
Elleri de param parça hep yarık
Yanakları güneşten de pek yanık
Kimse bakmaz, şu yüzü de çok alık
Yıllar geçer düğün dernek dolaşır
Zülüfler dökülmüş süzüyor gözler
Yüreğin derdini dillerin söyler
Özünde sevdalar için de közler
Nurani güzellik özde bellidir
Gerdana inciyi ne güzel dizmiş
Elde sopa, bağda, dağda gezerken
Her bir yerden aldım farklı kokuyu
Bir kekiği, avucumda ezerken
Senin sandım, çektim özel kokuyu
*
Heyecandan gel git yaptı yüreğim




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!