Koruyor birileri kentlerdeki talanı.
Medya denen organlar saklıyor bak! Yalanı.
Ulu Rabbim ıslah et, kul hakkından çalanı.
Saklanmış niyetlerle kapımıza geleni,
Kırk yıl görmesin gözüm, kalk gidelim sılaya.
Özgürlük bu diyerek teşhiri savunanı,
Bir bakışki açıyor gönül muammasını,
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Devamını Oku
İki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.
Bir bakış, bir aşığa neler anlatır,
Bilmem hala sizin sıla bıraktığınız gibi duruyor mu Mehmet bey? Hele de son gittiğimde şaşıp kaldım değişime. Kent desem kent değil, köy desem hiç değil... Gökdelenler dikmişler köyüme... Kimse hayvan beslemiyor. Sütü yoğurdu satın alıyorlar. Sebze arabaları birbirinin ardı sıra geziyor. Ne bir yeşillik var bahçelerde ne de eskisi gibi meyvelerden yıkılan ağaçlar. Yatıyor köylümüz. İşlemediği toprağına dönüm başına para, Doğurduğu çocuk başına para...
Sevdiklerimiz zaten gerçek mekana göç etmişler çoktan. Gençler bizi tanımaz, biz onları...
İstanbul' un taşı toprağı altın deyip göçmüş kentlere insanlar. Gitmeyen pişman. Giden bin pişman değerli şiirinizdeki gibi. Yine de sıla denince burnunun direği sızlıyor insanın.
Kutluyorum şiiri ve sizi içtenlikle... Nicelerine Mehmet bey. Saygımla...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta