İsmet Barlıoğlu Şiirleri - Şair İsmet Ba ...

İsmet Barlıoğlu

Bir mahbub, bir sadık, bir de has kulu,
Bir nebi, bir mürşid, bir de bir veli,
Bir Kamber, bir Düldül, bir Hazret Ali,
Bunların şavkından dünyalar ağlar.

Aşık da üçleme yapmaya başlamıştı ve üçlemeleri şu anlamdaydı: ‘Bir sevilen, bir Allahadamı, bir de o Allah ‘ın has bir kulu, bir Peygamber, bir yolgösteren, bir eren, bir Kamber, bir Düldül, bir Hazreti Ali, öylesine ışık verir, öylesine sevgi yaratır ki; bunların sevgisinden dünyalar cana gelir, dünyalar duygulanır, dünyalar ağlar.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Çocuklukta dinlemedim babamı,
Yüce Tanrım, yaman ğişman olmuşum.
Cahil bulup hakir gördüm anamı,
Yüce Tanrım, yaman pişman olmuşum.

Zaman boldu, ziyan ettim hepsini,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Biz sır ehlindeniz, gönül boş değil,
Secdei Rahman 'da izimiz vardır.
Cevher taşıyoruz, kara taş değil,
Her derin ummanda izimiz vardır.

Rüyada görmeye koşup durduğun,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Bu gece tanıştım bir zerre ile,
Baktım ki; yüzünde parlak haleler.
Arkadaş eyledi beni kendiyle,
Bahçesinde gördüm beyaz laleler.

Gördüm ülkesinde binlerce saray,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

41*
Dinle benim feryadımı, zarımı,
Acep sevdiceğim sende mi dağlar?
Yitirdim karalar giymiş yarimi,
Gösterme bu yeşil endamı dağlar.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

30*
Kasdedip ormanı yakma;
Orman benim çiçeğimdir.
Kış gününde yakacağım,
Yaz gününde çeleğimdir.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

Ne sadakalarım yumuşatabildi kalbini,
Ne dualarım, ne adaklarım.
Nemrud İbrahim ‘i ateşlerde yakmış,
Sen beni ondan da beter ettin,
Gazabın Firavun gazabı,
Ateşin ne destur dinliyor, ne ferman,

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

2*
O Hazret ‘in gerçeğini,
Ey efendim, sorma bana.
Nur-u Muhammed ‘den oldu
O kun-u alem iptida.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

3*
Ey İlah 'ım, nazar eyle
Halime, nun, kaf aşkına.
Bana lütf u ihsan eyle
Sırr-ı ‘Min Aref’ aşkına.

Devamını Oku
İsmet Barlıoğlu

KARŞILAŞMALARI
Bu kitabımızın kaynağını oluşturan kitabımızın 1963 yılındaki basımı sırasında 31 yaşında olmasına karşın, büyük üne kavuşmuş olan Aşık Reyhani ‘nin adı köyden köye, kentten kente yayılmakta, Doğu Anadolu ‘nun öndegelen Halk Aşıkları zaman zaman O ‘nu görmek, O ‘nunla tanışmak ve O ‘nunla karşılaşmak istemekteydiler.
O günlerden birisindeydi ki; ünlü Aşık Huzuri ‘nin Pasinler ‘e yani Hasankale ‘ye geldiğini ve Reyhani ‘yi yanına çağırttığını öğrendik. Reyhani sazını, ben de kağıtlarımı, kalemimi aldıktan sonra Usta ‘yı ziyarete birlikte gittik. Huzuri, köyde, kentte, yörede haklı ün yapmış, kendini her yönüyle kanıtlamış, halkın sevgisini ve saygısını kazanmış, yaşlı-başlı, sevecen, sevgiye-saygıya layık bir ozandı. Bizi güleryüzle karşıladı. Yer gösterdi ve bizimle sohbet etti. Bir süre sonra, denemek amacıyla olacak ki; Reyhani ‘ye ‘Oğul.’ Dedi. ‘Siz, aşkını tanıyıp bilmeden, ölçüp biçmeden aşığı yerer misiniz? ’ Reyhani, ünlü Usta ‘nın ne demek istediğini anında anlamıştı. ‘Baba, ben aşkı bilirim, aşıkı tanırım ve aşkını ölçüp biçmeden yermem.’ Dedi. Sazını eline aldı ve mızrabıyla göğsü sedef işlemeli sazının tellerini taradı. İnsanı etkileyen sesiyle ve sözüyle anlatmaya başladı:
Ey üstadı, aşka dalan Mecnun ‘dur,
Aklını başından alan Leyla ‘dır.
Can verip cananı bulan Mecnun ‘dur,

Devamını Oku