İsmail Akyüz Şiirleri - Şair İsmail Akyüz

İsmail Akyüz

Mevsim sonbahar artık solmuş yaprakların
kopar dalından birer birer düşer karışır toprağa
oysa tükenmez bir var oluştur bu kucağında doğanın
her canlı kendini yeniler her bir hücresinden
ağaç yenilenir bitki yenilenir
her sabah güneş doğar yeniden

Devamını Oku
İsmail Akyüz

Gökyüzüne gülümseyen güneşin süzülen ışıkları
ormanı içten içe çevreleyen sevimli sessizlik
dağların soluğunu doruklardan getiren rüzgâr
yaprakların hışırtısında içime dolan unutulmuş umut
toprağı uyandıran kuş seslerine dolaşan ayaklarım
serin kıyısına sevinçli bir yorgunlukla oturduğum

Devamını Oku
İsmail Akyüz

Nasıl sevsemki seni
yeminlerle mi atsam kendimi önüne
büyük sözler içinde
ya da çiçeklere mi boğup dursam seni
nasıl sevsem seni
sende biliyorsun bende

Devamını Oku
İsmail Akyüz

Bir tutam sevgi değiştirir
yalnız insanı bazen
bir anda canlanır umutlar
başka akar damarda kan
yürek başka atar
yaşam sevilir yeniden

Devamını Oku
İsmail Akyüz

Temizlerken kitapları
solmuş bir zarf geçti elime
bana yazdığın eski bir mektuptan kalma
kitaplığımın en altında
bir kitabın yaprakları arasında
adını görünce zarfın üzerinde

Devamını Oku
İsmail Akyüz

Bir nefes almak istedim bu sıcak eylül günlerinde
biraz serinlemek biraz da insan içine karışmak
sıkıldım kaç gündür tıkılıp kaldım evde
bitmiyor okunacaklar yazacaklar
ev işleri tamir edilecekler
hepsi arka arkaya dizilmiş sözleşmiş gibi

Devamını Oku
İsmail Akyüz

Olası mıdır durması zamanın
ya da yaşanması yeniden
aldatıcı bir çırpınıştır
düşmesi ellerime
kan kırmızı çiçeklerin
boşunadır beklemem kurumasını

Devamını Oku
İsmail Akyüz

Ölmek mi şimdi mi
birdenbire mi yani durup dururken
böyle yaşarken mi yani güzel güzel
yok adamım yok sen unut bunları
oralara gelmedim daha yolun yarısındayım
erdemleri parlatma faslındayım

Devamını Oku
İsmail Akyüz

Bir türkü dinlerim canım yanar
düğüm düğüm olur karışırım
canımdan çok sevdiğim
anam düşer aklıma ak saçlı babam
sonra kardeşlerim
bazen bir söz solmuş bir resim

Devamını Oku
İsmail Akyüz

Yüreklerden dışarı bu fırtına
alsın götürsün zamanın sonsuzluğuna
kapkara bakı taşlarındaki aldanışları
bir fal açıcının uğursuz ellerinden
yak ateşini körükle umudunu
kopar at içinden o korkunu

Devamını Oku