İsmail Aksoy Şiirleri - Şair İsmail Aksoy

İsmail Aksoy

Burada zihnin bu kaygan
hiç bir söz ulaşmayan yokuşlarında
ve hiç bir meleğin beklemediği burada
insan insan olur yeniden.

[”Kişiye Özel Kağıtlar” ’dan (1974) ]

Devamını Oku
İsmail Aksoy

(I.) -Bırakılmış-

Babam evden kovacağını söyledi beni. Bağırıp çağırdı anneme, dedi ki bu geceden sonra ben O'nun babası değilim artık.

Gece sakin; yıldızların ışığında gidebiliyorum en yakın köye doğru; ama ya şimdi doğurursam çocuğumu? Hıçkırığım çağırıyor belki de O'nu; belki de yüzümün nasıl olduğunu görmek için bir an önce doğmak isteyebilir. Ve titrer durur gece havasında soğuktan, örtsem bile O'nu bedenimle.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Sel olmuş akar
İçimdeki yağmur, akar gider, süzülür
gider anılardan.

Dalgalanır içimdeki okyanus
dalgalanır, ah o denli derin

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Bütün gün duyduğum gürültüsü
İnleyen suların,
Martının arkasında
Kalıyorum keder içinde yapyalnız.
Duyuyorum yellerin çığlığını
Tekdüzeliğinde suların.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Bir oğul, bir oğul, bir oğul
Senin ve benim olacak bir oğul için yalvardım,
bu alazlı kucaklaşma günlerinde,
yayılırken bu muhteşem ışık alnıma
ve işlerken senin tatlı sözlerin yüreğime.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Yürüyordu kalabalığın arasında
Sebastó bulvarında
düşünerek bir şeyler.
Kırmızı ışık durdurdu O’nu.
Baktı yukarı:
üzerinde

Devamını Oku
İsmail Aksoy

XXXI

fakat sabahın seherinde şehir tümüyle başka olur
sabotajcının bitimsiz sevinci çınlar şölenin kulağında

parklar ve caddeler ve evler sarhoşlukla geçip gider

Devamını Oku
İsmail Aksoy

XXXII

ey caz müzikli ve çapulcu elli ve göğüs göğse aşklı
ve eter maskesi mırıltılı arzunun kasıncı

sen sakatların rakibi ölüm dansının küçük cümbüşü

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Topraktan ve okyanuslardan, kentlerden,
gemilerden ve kitaplardan tanıyorsunuz öyküyü
orda geri çeviren ülkeden
evini arayan bir taş gibi
doldurdu zamanın derinliği
mavi bir taç-yaprağıyla.

Devamını Oku
İsmail Aksoy

Yıldızlardan kartal, sabah sisinden şarapdağı.

Kaybedilmiş kale, kör pala.

Yıldızla süslenmiş kemer, kutsal ekmek.

Devamını Oku