-gülüşlerimizi susturup hiç gelmeyecek bir iklimi bekledik seninle-
en son ölü şehrin pususunda
rast geldik yağmurlara
beni ahşap işlemeli bir sandığa koydu zaman
-üzerimde ıslak bir gocuk-
seni yosun tutmuş bir duvara astı
yabacıydın çerçevelere kirli beyaz fotoğraflar kadar
uzaklık pervasızca salınırken aramızdaki boşlukta
hâl diliyle yazıyorduk korkularımızı ıslak kâğıtlara
lahza lahza ciltlendi yalnızlık
zamanın kırılmaz kabuğunda
zaman belki de
dimdik tutmak için kambur hâlini
bir fail arıyordu geçmiş suçlarına
acaba hangimiz asılacaktık belirsiz zamana?
zamanın gözlerinde
ürktü gözlerindeki çocuk
ikimize iki çizgi belirdi dudak kenarında
göremeden yolun sonunu
arka koltuktan düştü kaldırım oyunlarımız
duyamadım son sözünü
onca kalabalık toplanınca başına
nasıl değerli hissettin kendini kimbilir?
bakarken son kez gördüğün çıplak ayaklarına
eskisinden daha yorgun bir nefesle
ahşap işlemeli o sandığın kokusu çektin içine
titriyordun ve açtı karnındaki çocuk
hiç gelmeyecek bir iklimi beklerken
ne çok ıslandık nasıl da üşüdük
odunlar da ıslak şimdi tutuşmaz ki
tüm varlığımı örtsem üzerine
ıslak bir gocuk
ısıtır mı dersin soğuyan kalbini
Ben Özge 2
Kayıt Tarihi : 26.11.2025 22:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
"aşk bir mevsim gelmez bir daha" https://youtu.be/EPMhwX-r8EQ?si=b03ZoptYLC9ofWrm




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!